|
Yazar |
Konu  |
whiteraistlin
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 330 |
İletim - 14/12/2003 : 18:46:58
|
-Bana Black derler, arkadan-bıçaklayan, bana ismini bahşet ki, seni başka bir adla çağırabileyim. Önce vurup sonra soru soran biri saygıyla karşılanıyorsa dünyanın hali kötüye gidiyor demektir. Köye gelince, bilmiyorum, ben de tam aynı soruyu sana soracaktım. Buraya biraz şifalı ot toplamak için gelmiştim. Korkarım bu mümkün olmayacak. Black derin bir soluk aldı. Yere eğildi. Dev bir pati -pençe- izi. Kafasını kaldırdığında genç hırsızın da ize bakmakta olduğunu gördü. -Warg... dedi kısaca. Daha sonra, sağ tarafında bir hareket hissetti. Kafasını çevirdiğinde, baygın yatan adamın ayağa kalktığını gördü. Adam: -yardım edin burası neresi böyle bana ne oldu buraya ne oldu dedi ve inleyerek tekrar yere yıkıldı. Black, adamın yanına koştu. Adamın susuzluktan ve açlıktan bu hale geldiği belliydi. Hırsıza döndü. -Yanında iyileştirme iksiri taşıyor musun? Bu adama yardım etmemiz gerekiyor. Belki o bir şeyler bilir.
|
 |
|
Milamber
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 1412 |
İletim - 14/12/2003 : 22:12:53
|
marcus gözlerini tekrar açtı kendini tanıtmak isterdi ama kim olduğundan emin değildi sadece arada gördüğü bir kaç görüntü vardı ne olduklarını bilmiyordu ama belki diğer adamlar bilebilirdiler anlatmaya başladı arada adamlardan birisi ona bir iksir içirdi kendini daha iyi hissediyordu -kaç gün olduğunu bilmiyorum bu yerin dışında bir yerden geldim neler olduğunu bilmiyorum sadece bir kaç görüntü var kafamda bunlarda birincisinde bir ormanda ata binmiş giderken bir çocukla karşılaşıyorum ikincisinde ise elimde bir kılıça birine saldırıyorum kim olduğunu bilmiyorum ama galiba yeniliyorum üçüncüsündeyse alevler ve çığlıklar la dolu bir kale görmüştüm galiba ben oradaydım! siz neden bahsettiğmi biliyormusunuz hem burasıda ne böyle yece isus korusun bizi bu felaket nasıl oldu |
 |
|
Rappier
Seçkin Üye
    
İleti 1848 |
İletim - 15/12/2003 : 22:43:14
|
-Artık bana isim takmayı bırakırsan sevinirim yücebüyücü, benim ismim Rappier ve içinde bulunduğumuz şu ortamda yaptığımın yanlış olduğunu söyleyebileceğinede inanmıyorum. Seni yaralı adamın üzerine eğilmiş birşeyler yaparken gördüğümde önlem olarak kılıcımı kullanmış olmamda bir yanlışlık yok. Hele birde şehir diye geldiğim harabeye dönmüş böyle bir ortamda...
'konuşma devam ederken dikkatimi izler çeker ve' -Bunlarda ne böyle bu kadar büyük izleri nasıl bir cehennem yaratığı çıkartabilir?
'büyücü cevap verir' -Warg...
'tam o esnada yanda bir hareketlenme ile her iki karakterinde dikkati o yöne çevrilir. Büyücü sözlerini bitirmeden healing potion keselerden birinin içerisinden çıkar.'
'berbat durumdaki adam kendine gelince birşeyler sormaya ve bildiği birkaç şeyi anlatmaya başlar' -ben senin gördüklerinin benzerlerini gördüm. Büyücü bana uyku büyüsü yaptığı sırada o alevleri ve çığlıkları bende işittim. Eminim sen bu söylediklerinden daha çok şeyler biliyorsun bence yaralarını iyileştirdikten sonra en yakın kasabaya gidip senin için ne yapabiliriz bir bakalım. Ayrıca bu büyük pençe izleride hiç hoşuma gitmedi, bunları taşıyan şeylerle karşılaşmak isteyeceğimi hiç sanmıyorum. Hele birde böyle her taraftan saldırıya açık bir durumdayken.
|
 |
|
whiteraistlin
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 330 |
İletim - 16/12/2003 : 17:08:05
|
Black, serserinin ve Rappier'ın söylediklerini dinledi. Kafasında olayları tarttı. Tam konuşacakken tahtaların altında bir parıltı gördü. Eğilip, parıltıya doğru uzandı. Bu, kıvrımlı, koyu gri bir metalden yapılmış, çirkin ama keskin bir kılıçtı. Kılıçta ken lekesi vardı. "Haklısın Rappier" dedi. "Onun ihtiyacı olan şey güzel bir uyku, yemek ve biraz şarap. Onu en yakın kasabaya götürelim." Kıvrımlı kılıcı elinde bir kere çevirip, serseriye uzattı. "Umarım kılıç kullanmayı biliyorsundur, dostum." Kemerinde asılı olan kısa kılıcı da Rappier'e uzattı. "İşte kılıcın" dedi. "Şimdi yola koyulalım, ne kadar erken, o kadar iyi. Buranın kuzeyinde Bladesong isimli bir kasaba var. Buranın yabancısı değilsin, anladığım kadarıyla. O kasabayı bilirsin. Temiz bir yerdir ve tehlikeden uzaktır." Kollarını kavuşturdu, Rappier ve serserinin fikirlerini belirtmelerini bekledi.
|
 |
|
shadowwalker
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 637 |
İletim - 17/12/2003 : 01:50:41
|
yavaşça atının sırtında yol alıyordu. gece yarısını bulmuştu belkide zaman. kendisinin taşıdığı elf kanı helede yukarıda ay parıl parıl parlarken etrafı gündüz gibi görmesine yetsede, atı için aynı şeyi söylemesi mümkün değildi. iki yanından iki uzun kılıcı atın yavaş ritmine uyarak atın sağrısını yavaşça dövmekteydi. -Eee sevgili gölge, onca savaşın ardından kaderimizde elimizde bir not yollara düşmekte varmış. hemde Bladesong adlı önemsiz küçük bir kasabanın kendi çapında bir büyücüsüne götürülmek üzere... kulaklarına bir kızarıklık çıktığını farketti. ne olursa olsun elindeki parşömen kralın kendisi tarafından yazılmıştı ve kendisine verilen emirleri sorgulayarak saygısızlık ediyordu. gögsündeki özel hazmesinden parşömeni çıkarıp şöyle bir baktı. üzerindeki kraliyet mührü ayışığının altında beyaz bir aydınlıkla parlıyordu. iç çekerek: -eh demekki bunca çaba senin için küçük kağıt parçası? bir haftalık bu uzun ve yorucu yolculuk bunun için demek ki? parşömeni geri emniyetteki yerine geri koydu. üzerindeki siyah pelerine iyice sarıldı. normalde olmaması gereken bir soğuk etrafını sarmıştı. senelerce savaştan savaşa atılmış birisi için o kadar önemli olmasada yinede tedbir iyiydi. günler süren uykusuz yolculuğu artık yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamıştı. -biliyorum gölge sende yoruldun, ama biraz daha sabret. çok az yolumuz kaldı... zavallı atın yorgunluktan adım atacak hali kalmamış gibi duruyordu. sadece sahibine olan aşırı bağlılığı onun yolda devam etmesini sağlıyordu. -az kaldı kızım biraz daha gayret.... ------------------------ ps: abi varya alacağınız olsun tamda sınav zamanına denk getirmişiniz ;) |
The closer you get to the meaning,the sooner you know that you're dreaming... |
 |
|
Konu  |
|
|
|
|