Yazar |
Konu  |
tolgaayvali
Seçkin Üye
    
Turkey
İleti 461 |
İletim - 19/12/2003 : 17:42:14
|
Polis: Yani cezayi sana yazarsak 5 milyon odeycen, esege yazarsak 3 milyon odeycen. Amca: Bana kes o zaman. Polis:Neden sana keseyoz amca? Amca:Onun sicili temiz ossun polis yapcez onu!
Uzun çabalar sonucunda Alman vatandaşlığına kabul edilen genç, babasına sürpriz yapmak için sevinç içinde eve koşmuş: "Babaaa, bak Alman vatandaşıyım artık..." Birinci kuşak milliyetçilerden olan baba çok sinirlenir: "Ulan soysuz, hangi yüzle gider de Alman vatandaşı olursun!" diye gürlerken oğlunun suratına bir de Osmanlı tokadı aşkeder... Koşa koşa kendini sokağa atan oğlan bir yandan da şöyle söylenmektedir: "Şu hâle bak yaa, Alman vatandaşı olalı bir saat geçmedi Türklerle başım belaya girdi!"
EŞŞEK VAR YALAN SÖYLEMEK.....
Kizilderinin teki kecilerini otlatiyormus. Derken bir cow-boy gelmis ve sormus: - Senin kopegin mi? - O kopek benim olmak! - Onunla konusabilir miyim? - Kopek konusamamak! Cow-boy kopege yaklasir. - Nasilsin? - Fena degil! (Kizilderili saskin...) - Bu kizilderili senin sahibin mi? - Evet. - Sana iyi davraniyor mu? - Evet, cok iyi. Gunde iki kez tuvalet icin dolastiriyor, bana yemek veriyor ve benimle oynuyor. (Kizilderili bu arada kafayi yemektedir) Cow-Boy kizilderiliye sorar. - Senin atin mi? - O at benim olmak! - Onunla konusabilir miyim? - At konusamamak! Cow-boy ata yaklasir. - Nasilsin? - Fena degil! (Kizilderili daha da saskin...) - Bu kizilderili senin sahibin mi? - Evet. - Sana nasil davraniyor? - Iyi. Bana hergun gerekli yurususleri yaptiriyor, fazla yuk bindirmiyor,gunde 2 kere ve her terlememden sonra terimi siliyor, ve icinde yiyecek ve yataklik olan ufak bir ahir insa ediyor. (Kizilderili bu ne gozlerine ne de kulaklarina inanamamaktadir) Cow-Boy tekrar kizilderilinin yanina gelir. - Bu Disi Essek senin mi? - Essek benim olmak, konusmak ama çok yalan soylemek .....
böyle bir konu bana tanıdık geldi ya neyse güldüyseniz ne ala |
Herkes için herşey için ...saygılarımla... ........HTA......... |
 |
|
tolgaayvali
Seçkin Üye
    
Turkey
İleti 461 |
İletim - 19/12/2003 : 17:43:14
|
BEN BU OTOBOSUN YOLCUSU MUYAM ?
Dadas turizm otobusu Ankara'da mola verince yasli bir dadas ihtiyac giderip otobuse biniyor. Okuma yazma bilmeyen dadas otobüsten basini uzatip: "Dadaslar hele bakin ki ben bu otobusun yolcusu muyam!"
FARZET KI OKUZLER YIYIR
Erzurum'da birisi tanidik bir koylu dostuna misafirlige gidiyor. Ev sahibi izzet ikramda bulunuyor. Yemekten sonra misafirin onune bir kalbur yer elmasi koyuyor. Bu kadar cok ikramdan mahcup olan misafir :
- Aga ne zehmet ettin, bunlara ne luzum vardi der. Aga: - Ne zehmeti efendi farzetki musurluge tokmusem okuzler yiyir!
IKI POHLI YUMURTA
Vali Erzurumun koylerini ziyarete gidiyor. Bir koyde kendisine bolca yumurta kayganasi ikram ediliyor. Vali cok memnun oluyor ve nezaket icabi soyle diyor :
- Muhtar ne zahmet etmissin, bu kayganaya gerek yoktu, ayran yeterdi.. Muhtar: - Ne zehmeti vali beg, icine tukurim, iki pohli yumurta, ne giymeti, afiyet olsun...
ERZURUM'DA SPOR DALLARI
Erzurum Beden terbiyesi il mudurlugunun eski kayitlarinda spor dallari söyle siralaniyor; 1. Cimme dali (yuzme) 2. Gumbuz dali (boks) 3. Seyirtme dali (atletizm) 4. Cilit dali (cirit)
ELEYSE NIYE DURDUN
Erzurum'lu bir hanim telasla kosarak Belediye otubusunu durdurmaya ugrasiyor. Halk islikliyor. Sofor aci bir frenle duruyor :
Kadin : "Gardas bu otubus iliceye gidir mi? " Soforun cani burnunda, araba dolu, zor durmus, kizginlikla "hayir baci, getmez" Kadin: "vi? devamsiz eleyse niye durdun !"
GAYNIMGiLE GiDiREM
Trafik lambalari sehre yeni konulmus. Trafik polisi kirmizi isikta gecen teyzeye cikisiyor "Teyze teyze dur nereye gidiyorsun"
Teyze cok kizgin cevap veriyor : " VI??? devamsiz, erimden izin almisam gaynimgile gidirem sene ne??"
YER ALTI ZENGINLIGI
Ogretmen ilkokul ogrencisine soruyor : -Oglum toprak altindaki zenginlikleri anlat bakalim -Azicik esende bocuk cikar -Derinlere in oglum derinlere -Biraz daha esende sogulcan cihar -in in -Biraz daha inersek ogretmenim HEZINE cihar! -Otur yerine!
bu son |
Herkes için herşey için ...saygılarımla... ........HTA......... |
 |
|
m.ozudogru
Üye
    

Turkey
İleti 61 |
İletim - 21/12/2003 : 13:18:19
|
Temel sevinçle kahvehane ye girer 'bir oğlum oldu tam 15 kilo' der kahve milleti bu duruma şaşırı ve bunu kontrol etmaye giderler Gidip çocuğu tarttıklarında 2,5 kg gelir ve temele sorarlar temel 'ha çocuğu sonra zorluk çekmesun diye sünnet ettim daaa! ' der. |
 |
|
Bora Poyraz
Seçkin Üye
    
Turkey
İleti 737 |
İletim - 29/12/2003 : 21:52:29
|
Hepsini bir arada topladım okumaya vakit bulursanız sevinirim...
Fıkranın başlığı: Başçavuş Albayı tutuklayacakmış
Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.
Fıkranın başlığı: Kaykay
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."
Temel hayatında ilk kez, kapıcısı olan bir apartmanda oturmaya başlamış. Sabah kapısı çalınmış, Temel de sabah kimseyi beklemiyormuş ve merakla kapıya gidip seslenmiş: -"Kim o?" Kapıcı: -"Çööp!" Temel gayet sakin cevaplamış: -"Sağol, ihtiyacımız yok!"
Temel göz doktoruna gider ve rahatsızlığını anlatmaya başlar: -"Doktor bey, haçan pen ne zaman çay içsem, sağ gözüm ağriyur daa!" Doktor, biraz da merakla Temel'in sağ gözünü çeşitli aletlerle inceler, bulguları biraz da masasında inceledikten sonra, tedaviyi anlatır: -"Temel Bey, ciddi bir sorununuz yok, çay içerken, karıştırdıktan sonra çay kaşığını bardaktan çıkarmanız yeterli olacaktır..."
Hasta, hayatında ilk kez ameliyat olacaktır. Büyük bir merak ve heyecanla, az sonra ameliyata gireceği mekanı incelerken, cerrah içeri girer ve hazırlıklarını yapmaya başlar. Hasta, doktora seslenir: -"Efendim, ben ilk kez ameliyat oluyorum da, çok heyecanlıyım..." -"A öyle mi? Ben de çok heyecanlıyım. Bu benim de ilk ameliyatım!"
Delinin biri, bir minarenin üstüne çıkar ve bağırmaya başlar: -"Ben kendimi buradan aşağı atacağım, çekiliiin!" Bunun üzerine kalabalık toplanır ve deliyi iknaya çalışırlar: -"Atma kendini, bak daha gençsin!" Ancak bu tarz sözler deliyi etkilemez. Tam bu sırada, oralardan geçmekte olan bir başka deli, cebindeki çakıyı çıkarır ve yukardaki deliye bağırır: -"Çabuk in, ben bu minareyi kesmeye geldim!" Bunun üzerine ilk deli panik olur ve bağırır: -"Dur, dur... Ben ineyim de öyle kes!"
Adam karısıyla konuşmak için evine telefon açar. Telefonu tanımadığı bir kadın açar. Adam tanımadığı bir ses duyunca şaşırır. Kadına sorar: -"Sen kimsin?" -"Evin hizmetçisiyim efendim." -"İyi de bizim hizmetçimiz yok." -"Evin hanımı beni bu sabah işe aldı efendim." -"Öyle mi? Ben de evin beyiyim. Hanımı çağırır mısın?" -"Az önce bir bey geldi, hanımım kocası olduğunu söyledi ve birlikte yatak odasına çıktılar." Adam deliye döner: -"Ne? Pekala, biliyordum zaten! 10 Milyar lira kazanmak ister misin?" -"Tabii isterim?" -"İyi o zaman. Telefonun yanındaki çekmecedeki silahı al ve o hain kadınla sevgilisini öldür!" Önce ayak sesleri, sonra da silah sesleri duyulur, hizmetçi telefona döner: -"Öldürdüm efendim, cesetler ne olacak?" -"Havuza at, ben hallederim1" -"Ama burada havuz yok ki?" -"Ne? Orası 244 78 63 değil mi?"
Bir yıldır hiç konuşmadığı karısından ayrılmak isteyen adama hakim sorar: -"Neden bu bir yıl boyunca karına hiçbir şey söylemedin?" Adam, ezik, cevap verir: -"Sözünü kesmek istemedim hakim bey..."
Temel lokantaya gitmiş, garsona seslenerek bardak getirmesini istemiş. Garson, Temel'in masasında ters duran bardakları göstererek, "masanızda bardak var beyefendi" demiş. Temel, bardaklardan birini almış; evirmiş, çevirmiş, ve garsona patlamış: -"Sen penumla dalga mi geçiysun da! Ha punlarin alti deluk, üstu kapalidur!"
Akıl hastanesinde, periyodik kontrollerin birinde, doktor hastaları teker teker içeri alıp; "burnun neresi, gözün neresi, miden nerende" gibi sorular soruyormuş. Tüm hastalar, sorulara anlış cevaplar verdiği halde, bir tanesi, bütün sorulara doğru cevap vermiş. Hastanın kontrollü davranışlarından da etkilenen doktor, hastayı taburcu etmeye karar vermiş ve açıklamış: -"Sen çok akıllısın, artık burada kalmana gerek kalmadı", demiş. Bunun üzerine hasta, dizine vurarak konuşmuş: -"Tabi yaa! Kafa derler buna kafa!"
Hakim, karşısına getirilen sanığa sorar: -"Evladım, bak adamı döve döve hastanelik etmişsin. Neydi böyle bir kavgaya sebep olan?" -"Bana orangutan dedi efendim!" -"Demek öyle... Peki ne zaman dedi bunu?" -"4 sene önce hakim bey!" -"İyi de sen adamı daha geçen hafta dövmüşsün?" -"Öyle de hakim bey, ben orangutanın ne olduğunu geçen hafta öğrendim!"
Adamın biri, 15-16 yıllık emektar arabasıyla yolda giderken polisler tarafından durdurulur. Polisler bir yandan ceza yazmak üzere hazırlanırken, bir yandan da adama suçunu bildirirler: -"50 km. hız sınırı olan yerde 60 km. ile gidiyordunuz, bu nedenle size ceza yazacağız." -"Memur bey, biliyorum hız sınırını aştım. Cezama razıyım, peki sizden bir şey isteyebilir miyim?" -"Buyrun?" -"Ceza kısmına, 130 km. ile gidiyordu yazabilir misiniz?" Polis şaşırır: -"Neden ki beyefendi?" -"Ya ben araba pazarına arabamı satmaya gidiyordum da..."
Temel bir gün son derece ciddi bir ameliyat olacaktır. Tüm hazırlıklar tamamlanır, 6 cerrahtan oluşan bir heyet, bu son derece riskli operasyon öncesi, ameliyat elbiselerini giyerler, birbirlerine başarılar dilerler ve Temel'e doğru ilerlerler. Narkoza başlanmadan hemen önce Temel kafasını kaldırır ve cerrahlara seslenir: -"Poşina maske takmayun daa, hepunizi taniyrum!"
Temel bir gün kahveye gelip oturur, ama yüzünden düşen bin parçadır. Arkadaşı İdris, yanına gelir konuşur: -"Temel oğlum, ne bu hal? N'oldu?" -"Sorma... Fadime'yle kavga ettuk. Çok kirdum kalpinu. Aslinda hakliydu daa..." -"E git özür dile oğlum o zaman!" -"Haklisun daa..." Temel kalkar gider; yarım saat sonra, bu sefer öncekinden de ekşi bir suratla geri döner. İdris hemen yanına gidip ne olduğunu sorar, Temel anlatır: -"Fadime'nin yanina cittum, "hakliydun kariciğum, özür dilerum" dedum. O da "sen hakliydun, pen özür dilerum" dedi. Pen de dedum sen hakliydun, sonra o dedi sen hakliydun, sonra yine kavga ettuk..."
Babası geçmişte pek çok insana pek çok iyilik yapmış bir adamın, hemen hemen tüm tanıdıklarına borcu varmış. Babasının hatırına kendisine verilen borçları asla ödemiyormuş. Yıllar sonra, işleri rast gitmiş ve çok zengin olmuş. Buna rağmen borçlarını ödememeye devam etmiş. Çocukluğundan beri onu tanıyan bir arkadaşı bir gün sormuş: -"Yahu, hadi eskiden paran yoktu; borçlarını ödemiyordun. Şimdi niye ödemiyorsun?" -"A a... Öyle deme ama. Ben eskiden ne idiysem şimdi de oyum. Zengin oldu da değişti dedirtmem kendime..."
Temel bir maymun bulur, boynuna bir köpek tasması takarak şehirde dolaştırmaya başlar. Yolda yürürken bir arkadaşı onu bu halde görür ve seslenir: -"Yahu Temel, hayvanı öyle sokaklarda dolaştırmasana; götür bir hayvanat bahçesine, orada daha rahat eder." Aradan birkaç gün geçer, aynı kişi, Temel'i yine maymunla dolaşırken görür: -"Temel! Oğlum ben sana götür şu hayvanı hayvanat bahçesine demedim mi? Ne bu hal?" -"Hayvanat pahçasuna cötürdum daa, şimdi sinemaya cötüreyrum!"
Fıkra bu ya, aslanla boğa birlikte meyhaneye gitmişler, içmeye başlamışlar. Boğa tam çakırkeyif olmuş, eğlenmeye yeni başlamışken, aslan: -"Haydi boğa kardeş, benim gitmem lazım" demiş ve kalkmaya yeltenmiş. Bunun üzerine boğa sormuş: -"Niye ki ya, daha yeni yeni keyfimiz yerine geliyordu?" -"Yok yok evde hanım bekler şimdi, geç kalmayayım..." -"Vaay bee... Koskoca ormanlar kralı, böyle kılıbık ha? Ha ha ha ha... Hiç beklemezdim senden doğrusu! Ormanlar kralıymış!" -"Eeee... Bizi evde bekleyen seninki gibi bir inek değil azizim, koskoca bir aslan!"
Temel ve Fadime, emeklilik yıllarında bir dağ evi satın alıp orada yaşamaya başlamışlar. Ancak dağın başında gazete filan olmadığı ve Temel de her gün gazete okumak istediği için; Fadime'yi her gün arabayla kasabaya gönderip, gazete aldırtırmış. Bir gün bundan artık sıkılan Fadime, bir kerede 10 gazete birden almış; ve Temel'e her gün aynı gazetenin kopyalarını vermeye başlamış. 5. gün; Temel, Fadime'yi çağırmış. Oyununun ortaya çıktığından korkan Fadime, Temel'in yanına gitmiş. Temel konuşmuş: -"Yahu şu dünyada bazı insanlar hiç akıllanmıyor..." -"Ne oldu ki Temel'im?" -"Bak mesela şu herife, 4 gündür uyuşturucu kaçakçılığı yüzünden tutuklanıyordu; bugün yine tutuklanmış!"
İki deli, yağmurdan sonra bahçeye çıkıp dolaşmaya başlarlar. Birinin dikkatini, karşıdaki tepe tarafında oluşan gökkuşağı çeker ve diğerine gösterir. Diğeri de biraz düşündükten sonra patlar: -"Bu kadar da olmaz arkadaşım! Şu hükümet böyle saçma sapan şeylere bile para harcıyor, ama bize adam gibi bir hastane bile yaptırmıyor!"
Akıl hastanesinin bahçesinde bir bayrak direği vardır. Doktorlardan biri, bir hastanın her gün bu direğin tepesine çıkmaya çalıştığını görür. Aylar sonra bir gün, doktor hastanın bayrak direğinin tepesine çıkmayı başardığını fark eder; tam yoluna devam edecekken, hastanın cebinden bir kağıt çıkardığına ve direğe yapıştırdığına şahit olur. O gün eve gidene kadar ve evdeyken de bütün gece, o kağıtta ne yazdığını merak eder. Umursamamaya çalışır, ancak sabah uyandığında da aklındaki tek şey odur. O hafta boyunca, sevdiği tüm şeyleri yapar; hastalarıyla ilgilenir ama nafile; içindeki merakı atamamaktadır. O kağıtta ne yazıyordur? En sonunda bir cumartesi gecesi, bekçilerin maç seyredeceğini umarak, binbir güçlükle direğe tırmanır ve kağıdı eline alır. Yine oldukça zorlanarak, el fenerini açar ve yazıyı okumaya çalışır. Hastanın kargacık burgacık yazısıyla kağıda yazdığı şey şudur: "İşte tam bu nokta, direğin en tepesidir."
Kendisini fare zannettiği için ailesi tarafından bir akıl hastanesine yatırılan adam, birkaç yıllık bir tedavinin ardından; iyice kendine gelmiş. Doktorlar, artık taburcu etmeyi düşündükleri hasta ile son bir görüşme yaparak, iyileştiğinden emin olmak istemişler. Adama sormuşlar: -"Söyle bakalım; sen insan mısın, fare misin?" Adam gülümsemiş: -"Doktor bey, o günleri geride bıraktım. Elbette ki ben bir insanım." Doktorlar, içleri rahatlayarak: -"Tamam o zaman, artık burada kalmana gerek kalmadı", demişler ve çıkış belgelerini uzatmışlar. Birkaç dakika sonra, gruptaki doktorlardan biri bahçeye çıktığında, adamı bir ağacın arkasına saklanır halde görmüş. -"N'oldu yahu? Sıkılmadın mı buradan, çıksana, git özgürlüğün tadını çıkar!" -"İyi de doktor bey, orada bir kedi var!" -"Eee, ne olmuş kedi varsa; hani sen artık bir fare olmadığını biliyordun?" -"Ya doktor bey, ben fare olmadığımı biliyorum da; kedi benim fare olmadığımı nereden bilecek?"
Doktorun biri, yıllardır ilgilendiği ve sevdiği bir hastasının yanında uyku hapları taşıdığını görmüş ve onu uyarmak istemiş: -"Haluk Bey, kullandığınız uyku haplarını gördüm, zaman zaman ihtiyacınız olabilir ama ben sizi uyarayım; o haplar çok etkilidir ve bağımlılık yaparlar." Hasta bunun üzerine ukela ukela gülümsemiş: -"Yok doktorcum, sen yanlış biliyorsun. 17 senedir bu ilacı kullanırım, bağımlılık filan yaptığını görmedim!" |
Yağmuru sevdiğini söylüyorsun ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun, Güneşi sevdiğini söylüyorsun ama güneş açınca gölgeye kaçıyorsun, Rüzgarı sevdiğini söylüyorsun rüzgar çıkınca pencereni örtüyorsun. İşte bundan korkuyorum çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun...
Bir gün cehennemde karşılaşabiliriz,sen kalp hırsızı olduğun için ben ise tanrı yerine sana taptığım için... |
 |
|
aardc
Üye
    

Turkey
İleti 26 |
İletim - 02/01/2004 : 15:27:06
|
Adamın biri bara girmiş. Garson, herkeze içki ver kendinede al demiş. İçkiler içilmiş garson hesap için gelince adam: Para yok demiş. Tabi garson bunu bir güzel dövüp dışarı atmış. Diğer akşam tekrar gelmiş ve yine garson herkeze içki kendinede al demiş ve sonuçta parası olmadığı icin yine dayak yemiş ve gitmiş. Bu üç akşam böyle devam etmiş. Dördüncü gün yine gelmiş ve garson herkeze içki fakat bu sefer sen içme, içince sapıtıyor, sonrada kavga çıkarıyorsun. |
 |
|
Konu  |
|
|
|