Daha taze izlemişken yorumumu yapayım. Kişiler üstünde fazla durmayarak olayın tarihsel bütünlüğünü bozmamak adına Avaris'in dediği gibi karakter gelişimleri fazla ayakta kalmış. Filmi izlemeye başlamadan önce çizgi romandan uyarlandığından haberim yoktu, dolayısıyla şu fazla abartılmış yaratıklar vs. çok garip gelmişti. Aslında hala da garip geliyor, olaylara daha gerçeksel yaklaşılsa film çok daha hoş olabilirmiş. İran'ın filmde bizi ilkel gösteriyorlar demesi bana oldukça sebepsiz geldi ama Pers kralını yanlış aktardıkları hakkında söylediklerinde doğruluk payı olabilir. Adamı Cemil İpekçi'ye benzetmişler, hem o ne boydur öyle. :)
Hatta öyle ki, sanki romandan ardarda kareler sıralanmış gibiydi.
Frank Miller yapımlarının ortak özelliği olsa gerek, bakınız: Sin City
Ek olarak, 300 tamamen bir bilgisayar harikası film. Günümüzde çıkan hangi film öyle değil tabii ancak 300'de iş iyice son noktada, bütün sahneler yeşilli mavili arkaplanlarda çekilmiş 60 günde.
1962 yapımı "The 300 Spartans" filmi hikaye anlatımı açısından çok daha başarılıydı bana göre.
Ben o filmi izlerken uyuduğumu hatırlıyorum
"Türk Birligi'nin bir gün hakikat olacagına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği'ne inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'lügün varlığı bu köhne áleme yeni ufuklar açacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek. Hayatta yegane varlığım ve servetim Türk olarak doğmamdı."