|
Yazar |
Konu  |
whiteraistlin
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 330 |
İletim - 28/12/2003 : 12:01:07
|
-Marcus...her ne kadar yetenekli bir savaşçı olsan da bir büyücüyle nasıl konuşulması gerektiğini bilmezsin. Bladesong kasabasına beraber gidelim, yaşlı büyücüyle konuştuktan sonra ne yapacağımıza karar veririz. Ayrıca kasabada Divination (Türkçesini hatırlaıyorum) büyülerimi yapabileceğim sakin bir ortam var. Yarı-Elf'in yerini bu sayede bulabiliriz. |
 |
|
shadowwalker
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 637 |
İletim - 28/12/2003 : 15:22:12
|
Orc'la karşılaştıklarından beri Motun'un gözlerine garip bir ifade yerleşmişti. Gildor gözünün bir ucunu yeni arkadaşının üzerinde tutuyor onunla konuşmak istiyordu. ancak ilk orc'un ardından orman içerisinde gruplar halinde düşmanlarla karşılaşmışlardı. atı Gölge eğitimi gereği oldukça sessiz bir şekilde gövdesini her hangi bir yardıma ihtiyaç duymaksızın saklamayı beceriyordu. Gildor elf kanından gelen yeteneklerle durumu idare ediyordu. bir yandanda bir insan için bu kadar sessiz bir biçimde ilerlemenin nasıl başarılabildiği konusunda kafa yoruyordu. eğer yanlız bir orc bulabilse bu sefer onu konuşturmayı istiyordu. ama bir gün uzaklıktaki bladesong aradan geçen iki güne rağmen sanki hiç yaklaşmamıştı; ayrıca uykuda uyuyamamış, yemek yiyememişlerdi. ağaçların doğal gölgelerini kullanarak ilerlemeye devam ediyorlardı. ----------------- sonunda gece yarısına yakın bladesong önlerinde sanki yoktan varolmuş bir şekilde bitiverdi. üstelik yakınlarda orclar vardı! ama sanki kasabayı hiç görmüyor gibi etrafında dolanıyorlardı. hiçbiriside kasabaya soğru bir mudahalede bulunmuyordu. gözleri şaşkınlıkla açıldı. bu kasabanın çoktan topyekün bir yıkım yaşamış olması lazımdı. ama çevresindeki bütün düşmanlar sanki varlığından habersizmiş gibi görünüyordu. sessizce giriş kapısına doğru yöneldiler. geride gördükleri Gildor'un kafasını iyice karıştırmıştı. birden önünde gözleri uykusuzluktan içeri göçmüş bir kasabalı çıkıverdi. elinde silah olarak pek bir tehtit oluşturamayacak bir sopa tutuyordu. çabucak soruyu yönetmek gerektiğini sezdi: -bir büyücüyü arıyorum! kasabalı elini kaldırarak iki sokak ileriyi işaret etti. ve sonra gecenin karanlığına karışıp kayboldu. gildor gördükleri karşısında hepten kendisini kaybetmişti ve anlamlandırmakta zorlanıyordu. tek yapabileceği şey büyücüyü bulmaktı. ve yavaşça ilerlemeye devam etti. büyücünün evini gördüğü zaman aradığını gördüğünden şüphesi kalmamıştı. içerden anlamlandırılması oldukça zor bir ışık hüzmesi etrafı doldurmaktaydı. her nasılsa bir sokak geride bu farkedilemiyordu. etrafta kimse görünmüyordu. yavaşça büyücünün evine doğru ilerledi. etrafta doğal tek bir ışık kümesi bile yoktu. kapıyı çalmak üzere elini uzattı. ama kapı zaten açıktı. içeri yavaşça süzüldü. karşısındaki manzara karşısında donup kaldı.. |
The closer you get to the meaning,the sooner you know that you're dreaming... |
 |
|
whiteraistlin
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 330 |
İletim - 28/12/2003 : 21:46:13
|
Rappier'in gösterdiği kısa yoldan Bladesong kasabasına vardılar. Korkmuş görünen askerler şehirin arka kapısını açtılar. "Büyücü şu sokakta..." dedi Black. Rappier kafasını salladı. Marcus ise ilgiyle gözlerini kıstı, ileriye baktı. Atlarından inip, büyücünün evine girdiler. Girdikleri anda gür bir ses sokakta yankılandı: "DAMOS!" Bir karanlık huzmesi sokağa ve eve çökmüştü. "SHARYNDIL!" diye kükredi Black. Yaptığı ışık büyüsü karanlığı tamamen yokedemese de etkisini azaltmıştı. Ancak evin içi tamamen aydınlıktı. Olanları gösterecek kadar aydınlık... Yaşlı ve deneyimli büyücü, yeşil ve kırmızı renklerden oluşan bir çemberin yanında yatıyordu. Çemberin ortasında gittikçe sönen rünler vardı. Büyücü, ölmüştü, boğazına kavisli, şeytani bir bıçak saplıydı. Black ileriye atıldı ve rünlere baktı. "Shadon sahandarian almexis run" diye mırıldandı. Daha sonra yavaşça arkadaşlarına döndü, bembeyaz olmuş yüzü, siyah cübbeleri ile tam bir tezat oluşturuyordu. -Büyücü bir şeytan çağırmaya çalışmış... dedi. -Bir Balor, kesin olmak gerekirse... Balor dediği anda yaptığı ışık büyüsü dalgalandı. Marcus, Rappier ve Black, bu şeytan lordunun ismini duyduklarında içlerinde bir ürperti hissettiler. -Ama neden? dedi Black, duvarda asılı olan sağlık ve iyilik tanrıçası Aurelias'ın sembolüne işaret ederek, neden iyi bir büyücü kendisini yokedeceğini bile bile bir şeytan çağırsın? Rappier hızla arkasına döndü. Onun hırsızlık yeteneğinin keskinleştirdiği kulaklarının duyduğunu birkaç saniye sonra Marcus ve Black te duydu. Ayak sesleri...büyücünün evine doğru.... |
 |
|
thakki1
Seçkin Üye
    
Turkey
İleti 1577 |
İletim - 29/12/2003 : 00:45:27
|
Artık bir kılıcı ve birde bıçağı vardı Motun'un. Orc'la karşılaştıklarından beri, gerçek dünya ile hayal alemi arasında gidip geliyordu. Gizlenerek ilerlerken gördükleri Orc grupları neyin peşindeydiler çok merak etsede bu soruya bir cevap bulamıyordu. Açlık ve uykusuzluk içinde devam ettikleri yolculuk hiç bitmeyecekmiş gibi görünüyordu. Yıllarca asker olarak savaşmıştı ve doğal olarak Orc'lardan nefret ediyordu. Onun için bir Orc görmek belanın yakınlarda biryerde olması demekti. Daha fazla dikkatli olmak zorundayım diye içinden düşünürken, gece olmuştu ve Bladesong karşılarındaydı. Gildor rastladığı ilk kasabalıya büyücünün evini sormuştu, kasabalı büyücünün evini işaret edip karanlıkta kaybolduktan sonra, Gildor'la tarif edilen eve doğru ilerlediler. Motun Gildor'unda büyücüyü aramasına şaşırıp bunu hareketleriyle belli etsede tek bir kelime etmemişti. Büyücünün evine vardıkları sırada hafifçe kılıcını yokladı ve kınından çıkardı. Evin içinden süzülen garip bir ışık onu tedirgin etmiş ve gayri ihtiyari bir şekilde kılıcına el atmıştı. Gildor'la birlikte açık olan kapıdan içeri girdiklerinde ikisininde kanı donmuştu, büyücü boğazına saplanmış bir bıçakla yerde yatıyordu ve başında tanımadıkları üç kişi bulunuyordu. Odanın zaten garip olan havası birden sertleşti, karşılaştıkları üç kişi de şaşkın görünüyorlardı, bu şaşkınlık büyücünün ölümündenmi kaynaklanıyordu yoksa Gildor'la kendisinin birdenbire karşılarına çıkmasındanmı bilmesede, ileri doğru atıldı ve zaten pekte iç açıcı görünmeyen havayı Gildor'a seslenerek iyice gerdi: -Yoldaşım anlaşılan sadece Orc öldürmeyeceğiz... ------------------------------------------------------------------ ehe white aslında bunu yazmaya 2-3 ssat evvel başlamıştım ama misafir geldi ve bıraktım, sende benden evvel büyücüyü ahirete yolladın, ruhu şad olsun . ------------------------------------------------------------------ omersinan, sevmemiş olabilirsin, oynamak durumundada değilsin, bende fifayı sevmem ama iğrenç demiyorum, en azından şimdilik 5 kişi geyik muhabbetine kaçmadan eğleniyoruz, saygı duyabilrsin... ------------------------------------------------------------------ avaris hocam çok acemi buldun galiba bizi, katılsanda, işi biraz uzmanlığa taşısan...
|
KIBRIS TÜRKTÜR TÜRK KALACAK, DENKTAŞIN YANINDAYIZ, MÜNGKE TENGRİYİN KÜÇÜDÜR! KIBRIS TÜRKÜNDÜR
ÇİNDE KIRKBİR ÇERİYLE İHTİLAL YAPAN KİMDİ PEKİ O USLANMAZ KAN HANGİ BEDENDE ŞİMDİ ŞÜKÜR Kİ BİZDE TANRIM...
GÖKTE TANRI YERDE BİZ.. YERLE GÖK ARASINDA DİZ KIRIP YURT SALAN BİZ... TAŞ KIRILIR TUNÇ ERİR! FAKAT TÜRKLÜK EBEDİDİR... |
 |
|
thakki1
Seçkin Üye
    
Turkey
İleti 1577 |
İletim - 30/12/2003 : 17:24:19
|
millet nerdesiniz yaw, Gildor bizden tırstı galiba bunlar  |
KIBRIS TÜRKTÜR TÜRK KALACAK, DENKTAŞIN YANINDAYIZ, MÜNGKE TENGRİYİN KÜÇÜDÜR! KIBRIS TÜRKÜNDÜR
ÇİNDE KIRKBİR ÇERİYLE İHTİLAL YAPAN KİMDİ PEKİ O USLANMAZ KAN HANGİ BEDENDE ŞİMDİ ŞÜKÜR Kİ BİZDE TANRIM...
GÖKTE TANRI YERDE BİZ.. YERLE GÖK ARASINDA DİZ KIRIP YURT SALAN BİZ... TAŞ KIRILIR TUNÇ ERİR! FAKAT TÜRKLÜK EBEDİDİR... |
 |
|
Konu  |
|
|
|
|