AION - Tıkla oyna


Kullanıcı Adı:
şifre:
şifreyi Anımsa
şifrenizi mi unuttunuz?     ÜYE OL

 Tüm Forumlar
 Kültür - Sanat - Bilim - Yaşam
 Müzik
 Müzikteki Değişim...
 Yeni Konu  Konuyu Yanıtla
 Yazıcı Dostu
Sonraki Sayfa
Yazar Önceki Konu Konu Sonraki Konu
Sayfa: / 2

raziel
Üye



Turkey
İleti 85

İletim - 18/08/2006 :  02:58:36  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
Öncelikle lütfen bu mesajı okuduktan sonra eğer müzikle az ilgilenen yada ölesine dinleyen biri iseniz cevap yazmayınız. Bu yazı ile sadece bir konudaki huzursuzluğumu dile getirmek istedim....

Arkadaşlar farkında mısınız bilmiyorum... Müziğin kalitesi her gün düşüyor. Teknoloji daha iyi imkanlar sunmasına rağmen müzisyen performanslarındaki düşüş çok bariz...

Şimdi bi öncü nesil vardı... bu adamlar çok daha zayıf imkanlarla bu işleri yaptılar...

Birçoğunu saymayı unutacağım tabii...

Elvis,frank sinatra,johnny cash,roy orbison,van halen.ozzy osbourne(black sabbath). whitelions,whitesnake,pink floyd,led zepplin,Beatles,Rolling Stone,Deep Purple,Queen,Aldo Nova, Deff Leppard,skid row, quiet roit,Guns and Roses,ac/dc, ... vb. zaten bu adamların yaptıkları kesinlikle tartışılmaz... en iyi için güçlerini sonuna kadar harcayan adeta kendilerini parçalayan tiplerdi... en saygı duyduğum dönemdir...

Sonra bu dönemi devam ettirmeye çalışan blind guardian,U2,Depeche Mode,metallica,R.E.M. vb. gruplar....

Şimdilerde ise bir süre amerikan müziğinin gerilemesi ile avrupadaki grupların ön plana çıkmasından kaynaklanan bir "yara" var. Özellikle "dengesiz pop(benim tabirimle)" müziğinin rock üzerine kara bulut gibi çöküşü... acayip basit grupların rock,cazz,pop yapmaları... Süper popülist Avrupa gruplarının kontrolü ele almaları, müziğin ve sanatın arkaplana atılması benim ilerisi için daha umutsuz düşünmeme neden oluyor... Biz Türkler müziği çok severiz bir parçamızdır hatta... Ya lütfen mümkün olduğu kadar seçici olalım... Bunca yıldır müzik dinliyoruz... açıp müzik hakkında okuyalım bişiler öğrenelim.Sadece deşarj olma aracı değildir... Ruhun gıdasıdır. Bu aslında bizim en büyük açığımız... Birşeylerle uğraşıyoruz ama öğrenmiyoruz ve daha da kötüsü bunun için çaba harcamıyoruz... her işimiz karambole... Seviyemizi hergeçen gün düşürüyoruz bu tembelliğimiz tabiiki bizim karşımıza daha da düşük kapasitede fiziği ile ön plana çıkan 2 cümle arka arkaya kuramayan,sahnede ekranda kendisini kral sanan,saygısız,sonradan görme insanları çıkartıyor... Mümkün olduğunca ilgilendiğimiz şeyler hakkında bilgi sahibi olalım. Bu inanın çok şeyi değiştirecektir... Bu bizim elimizde... ve sadece bizim değil tüm dünyanın bir sorunu...

Bir webmaster olmak bin defa ölmek demekmiş...

|KRONDOR|
Editör

Turkey
İleti 8269

İletim - 18/08/2006 :  16:54:46  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
Anlamadığım birkaç mevzu var. Amerikan müziğinin gerilemesinden dolayı Avrupa gruplarının ön plana çıkmasından kaynaklanan bir yaradan bahsetmişsin. Amerikan müziği dediğin Rock, Avrupa müziği dediğin Pop mu oluyor?

Avrupa kökenli popülist grupların kontrolü ele almasıyla müziğin ve sanatın geri planda kalması da anlamadığım diğer bir mevzu. En basitinden Avrupa ve Amerika sinemasını karşılaştırarak bile bu tezini çürütebiliriz. Hollywood filmlerinde aksiyon haricinde hiçbir şey olmaz. Konusunu anlatmak için 2-3 kelime yeterlidir; doğal olarak bunlardan sanatsal içerik de beklenmez. Ancak Avrupa filmlerine bakarsak; adamlar psikolojik içerikli, sağlam konulu, sanatsal değeri bulunan, izlerken düşünmeni sağlayan filmler çekiyor çoğu zaman. Amerikan halkının hayata bakışı çok basittir. Onlar için hayat; yemek, içmek ve eğlenmekle sınırlıdır. Düşünmezler, okumazlar, tartışmazlar... Bu da sinemalarına olduğu gibi, müziklerine de yansıyor. Avrupa insanı ise tam tersidir. Bu durum onların da müziğine yansıyor. Bu nedenle benim için Amerikan müziğinin değeri, Avrupa müziği ile karşılaştırınca, zerre kadar değildir.

Kaliteli grup ve kişilerden oluşan bir liste hazırlamışsın kendince; ancak saydıklarının bazıları, 6-7 yaşlarından beri Pink Floyd, Alan Parsons, Supertramp gibi gruplar dinleyen benim için bile, sürekli dinleyebileceğim gruplar/kişiler değil. Mesela Skid Row'u örnek vermişsin; ama adamlar Metal yaptığı için, benim gözümde kafa şişirici müzik yapan bir gruptan öteye geçemiyor. Bu nedenle, ben Pink Floyd sevdiğim için başkalarının da sevmesini bekleyemem. Çünkü onlar için de Pink Floyd kafa şişirici, sıkıcı müzik yapan bir grup olabilir.

Kendimi ifade edebildim mi bilmiyorum; ama kısacası, kimseye dinlediği müziği bırakması konusunda baskı kurmamalıyız. Yanımda kimse rap dinleyemez, bu konuda benim sert bir tutumum vardır; ancak hiçbir arkadaşımı da zorla Pink Floyd hayranı yapmaya çalışmam :)

Alper & Soner ERGÜL
Editör
asergul@oyunsitesi.com
Sayfanın En Üstüne Git

raziel
Üye



Turkey
İleti 85

İletim - 19/08/2006 :  01:21:13  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
Krondor kardeş Ben sinema ile profesyonel, müzik ile amatör ilgilenen birisiyim... Yani prof. çekim ve kurgu ile uğraşan birisiyim. Piyasada tanıdığın bir çok ünlü isim ile de aynı sette çalışmış birisiyim. Vokal üzerine de ciddi bir çalışma yapmaktayım. Sinema tarihi ve müzik tarihi ile özellikle ilgilenen bir insanım. Bunları sade olaya ne kadar yakın olduğumu anlatmak için yazıyorum.

Aşağıda da bulduğum ufak bir yazıyı veriyorum. Bu yazıyı buraya ekleme amacım rock müzik tarihi hakkında arkadaşları bilgilendirmektir. Sende yazıyı okudukça "Amerikan halkının hayata bakışı çok basittir. Onlar için hayat; yemek, içmek ve eğlenmekle sınırlıdır. Düşünmezler, okumazlar, tartışmazlar... " gibi sözlerinin yanlışlığını anlayacaksın. Son zamanlardaki yobazlıktan bahsetmişsin sadece. O maalesef Avrupada da var. Bu sözleri Amerika ya karşı özel bazı hisler besleyerek yazdığın ortada. Hislerimize körü körüne bağlı kalmadan objektif olalım. Bu bir kere benim tezim değil. Bu iyice analiz edilmiş, temellendirilmiş bir hakikattir. bunu senin benim onlar şöledir böledir gibi sözlerimizle çürütülecek şeyler değildir. Bu çok basit kaçar. Bu yaşadığımız tarihin ta kendisidir. Sinema konusunda bende Avrupalı yönetmenleri takdir ederim. Bu konuda dediğin doğrudur. Avrupa sineması insan doğası ve insanın yaşadığı olumsuz olayları konu alıp kişinin ruhsal halini türlü mekan ve ortamlarda çok başarılı bir şekilde dışavurabilen bir tarza sahiptir. Daha ağırdır ve daha tekniktir. Amerikan tarzı dediğimiz şey yine büyük bir karmadır ve sektörden kaynaklanan kaygılar nedeni ile daha çok görsel efekt kullanan kişinin ruh hallerini daha yüzeysel yansıtan "gişe" amaçlı bir tarzdır. Konuyu fazla yaymadan genelde müzik üzerine yoğunlaştırmak istiyorum. Klasik müzik dersen yine Avrupa derim. Kuzey grupları içinde çok başarılı metal ve rock grupları var ama bence birkaçı dışında asıl gürültüyü onlar yapıyorlar ve iyice işi yobazlaştırmış durumdalar. Şunu unutma Amerikan grupları Avrupa gruplarına göre herzaman daha kaliteli ve daha geniş müzik yaparlar.Bunu müzik içindeki ayrıntılardan enstrümanlardan anlarsın anca. Avrupa bu konuda her zaman Amerikan etkisi altında kalmıştır. Avrupa gruplarının hayali hep Amerikan sahnelerinde boy göstermektir bu da çok bariz bir gerçektir.

"Bu nedenle benim için Amerikan müziğinin değeri, Avrupa müziği ile karşılaştırınca, zerre kadar değildir." Bu sözlerini okuduktan sonra aşağıdaki yazıyı okumanda fayda var diyorum.

------------------------------------
ROCK MÜZİK TARİHİ
Rock müzik, bünyesinde bir çok müzik türünü barındıran bir tür olarak rock and roll' dan, and roll'un çıkarılmasıyla 1960 ların başında oluştu. Rock müziği oluşturan bu müzikal alt türler de, kendi içlerinde alt türlere ayrılmışlardır. Bu sebepten dolayı rock müziğin tarihini anlatırken, başlangıç noktası olarak rock'n roll dan yola çıkarsak büyük bir hata yapmış oluruz. Çünkü; rock müziğini de içine alan pop müzik türleri bir çok müzikal alt türlerin sentezinden meydana gelmiştir. Peki müzik türleri arasındaki ilk etkileşim ne zaman, nerede ve nasıl gerçekleşmiştir?

Bu sorunun yanıtını 1730’ larda Amerika'daki, sonradan takılan ismi ile 'Büyük Uyanış' ta bulmak mümkündür. "Büyük uyanışlar, Amerikan müziğini de derinden etkileyen dinsel bir uyanışın birbiri sıra ortaya çıkan iki dalgasıydı."(1) Birincisi Dr. Isaac Watts adındaki bir İngiliz'e ait "Hymms and Spirituali"nin (1701) Londra'da yayınlanmasıyla doğan ve 1739 Boston baskısının yapılmasıyla Amerika'nın bütün kentlerinde etkisi hissedilen yeni bir müzik anlayışının güneyin folk müziklerini etkilemesi sonucunda meydana gelmiştir. İkinci uyanış ise 1780-1830 yılları arasında yapılan kamp toplantılarında ortaya çıkan bir akımdır. Hıristiyanlaştırılmış siyahlar ayinlerini yaparlarken Afrika dinsel törenlerinde görülen dairevi dans, çığlık atma, ritim tutma gibi öğeler dualara karışır. Böylece siyahlar beyazlardan aldıkları spirituallerin içine atalarından miras kalan ritim ve coşkuyu katarak ortaya yeni bir tür müzik çıkarmışlardır. Bu aynı zamanda dini müzikte siyah-beyaz ayrımını da doğurmuştur. Beyazların spiritualleri oldukları yerde sayarken, siyahların yaptıkları bütün ülkeye yayılmakla kalmayıp, ülke dışına da çıkmıştır.

Pek çok Amerikan müziği gibi Gospel de iç savaştan sonra güneyde spirituallerin devamı niteliğinde ayrı bir tür olarak kendini gösterir. Spirituallere olduğu gibi gospellere de sadece siyahlara özgü diyemeyiz; ama pek çok siyah kiliselerinde ve siyah gurplarca icra edilmiştir. 19. yüzyılın sonunda kurulan Pentacostalis ve Hoolines kiliselerinde, Afrika müziğindeki el çırpma ve ayakları yere vurma yoluyla yapılan müzik, gospel türünün ilk örneklerini oluşturur. Gospel tarzında spirituallerden farklı olarak bu dünya ile ilgili vaatler daha baskındır; öbür dünya ise daha neşeli bir dille anlatılır.

Amerika’da, dini içerikli müziğin yanı sıra halkın ağızdan aktarım yöntemi ile günümüze kadar uzanıp gelen bir folk müzik kültürü vardır. En eski folk şarkıları ya solo olarak ya da bir topluluk ile söylenmiştir. Bu folk şarkılarına eşlik etmek üzere keman, banjo ve gitarın girmesi ile ilk pop müzik türlerinin temelleri atılmış olur. Amerika'nın ilk pop müzik yıldızı Jimmie Rodgers'dir. Rodgers, country ve boogie-blues harmanlaması yaparak; hillbilly, folk ve blues'dan aldığı sözleri birleştirerek country müziğin başlıca dayanağı halini almıştır. "Rodgers, blues'u ödünç alan değil de hırsızlığını yapan ilk beyaz adam ve böylece country müziğin dominant modu haline gelenlerin sentezini yapan sanatçı olarak düşünülebilir."(2) Bu yıllarda güney eyaletlerine yapılan ilk taşra gezileri sonucunda Paramounts Records, blues müziğin babası olarak anılan Blind Lemon Jefferson'a ilk plağını yapar. Bu tarihten sonra, Jefferson, kendinden sonraki bütün blues ve rock müzisyenlerini etkileyecek kalitedeki parçalara imza atmıştır.

Rock'n Roll; ragtime, blues, boogie, country, gospel gibi müzikal alt türlerin harmanlanması sonucu oluşmuştur. Bu alt türlerden rock'a geçişteki son yapı taşı R&B'dur(Rhtyhm and Blues).Bu geçiş esnasındaki en önemli kişilerden biri Robert Johnson'dır. (1911-1938) Esasında delta blues müzisyenleri içerisinde Charlie Patton ya da Skip James gibi ondan çok daha önemli isimler olmasına rağmen Johnson'un önemi; kişiliği ve yaptığı müzikle erken bir rocker olmasından kaynaklanmaktadır. Bluesdan rock'a geçişteki bir diğer önemli olay ise elektirikli gitarın blues'da kullanılmaya başlamasıdır. Elektirikli gitarı ilk kullanan blues müzisyeni T. Bone Walker'dır. Kendine has tekniğiyle, kendinden sonraki B.B. King, Freddy King, Buddy Guy gibi gitar sihirbazlarını etkilemeyi başaran Walker'da rock'a geçişte çok önemli bir rol üstlenmiştir.

1943-51 yılları arasında güneyden kuzeye yapılan göçler esnasında piyanoyla nefeslilerle tanışan delta blues icracıları rock'n roll'a geçişteki son müzik türü olan R&B'u oluştururlar. Bu müzik türü, genel olarak bütün siyah müzik sitillerinin karışımından, blues armonik yapısı ve formülü oluşmuştur. Başlangıçta sadece siyahların radyo istasyonlarında ve sokaklarda yaşayan R&B, orta sınıf beyaz gençlerin bu müziği alışkanlık haline getirmesiyle birlikte popüler hale gelir. Gün geçtikçe artan talepler, yayınlanan R&B plaklarının sayısının artmasına ve 25 Mayıs 1949'da Billboard müzik dergisi listelerinde R&B adında yeni bir başlık açılmasına yol açar. 1953 yılında Chords grubunun Sh-boom adlı parçaları R&B listelerine sığmayarak, popüler müzik listelerine geçer ve "1" numaraya kadar yükselir. 1954-55 yıllarında aynı müziği beyazlar icra edince bunun adını Rock'n Roll koyarlar. "Ünlü rock'n roll piyanisti Fats Domino 'biz rock'n roll'a 15 yıl öncesine kadar New Orleans'da R&B derdik"(3) demiştir. Rock'n roll, gençler arasında o kadar rağbet görür ki, hem endüstriye karşı en radikal çıkışların kaynağı, hem de müzik endüstrisinin en yağlı geçim kaynağı konumuna gelir. Rock'n roll'un R&B'den farklılaşıp kendine özgü bir müzik türü halini almasını sağlayan en önemli kişiler Elvis Presley ve Chuck Berry'dir. Rock'n roll'un büyük kralı Evis Presley R&B'yle, country ve hillbilly müziklerini çok iyi kaynaştırmıştır. Chuck Berry ise kendinden önceki gitarcıların tekniklerini sentezleyerek rock'n roll'un ilk gitar kahramanı olmuştur. Zaten ikisinin de asıl şöhretleri bu birleştirici güçlerinden ve kendilerinden sonraki bütün rock müzisyenlerini etkilemelerinden gelmiştir. Fakat endüstri rock'n roll'u çok çabuk yutmuştur. Araştırmacıların çoğu 1950'lerin sonunun rock'n rollmüziğinin de sonu olduğu konusunda görüş birliğine varmışlardır. 1950'lerin sonunda en ünlü rock'n roll müzisyenlerinden olan Elvis Presley askerde, Buddy Holly ölmüş, Chuck Berry ise hapistedir. 1959-63 yılları arasında rock müziğinde bir boşluk yaşanmış olarak düşünülebilir. Fakat, işte tam bu yıllarda sonradan "60 gençliğinin lideri" ünvanını alan bir müzisyen, Bob Dylan ortaya çıkar. Dylan'ın ilk üç albümündeki müzikler ne folk müziği ne de rock'n roll müziği içerisinde tanımlanmıştır. Dylan, şarkılarında siyah düşmanlığının inatla sürmesinden, savaşın anlamsızlığından, sevginin öneminden, dünyanın güzelliklerinin hızla yitip gitmesinden bahsetmiştir.

Amerika'da gerçekleşen bu müzikal gelişimler bütün dünya gençliğini, ama en çok İngiliz gençliğini etkilemiştir. Çocukluklarından beri rock'n roll müziğiyle büyüyen İngiliz gençleri arasından birçok müzisyen çıkmış; bunlar Beatles, Rolling Stones, Animals gibi ilk rock topluluklarını kurmuşlardır. Bu gruplar, ilk zamanlarda Amerikan müziğinin alt türlerinden etkilenmişler, fakat kısa bir süre sonra kendilerine özgü yapıları ortaya koyarak gerçek anlamda rock müziği yapmışlardır. Bu gruplardan ilk piyasaya çıkanı Beatles, kuruluşundan bir iki sene sonra, ilk albümlerindeki blues, boogie, gospel şarkı ailelerinin parçalarını kopya etmekten ve rock'n roll'a yakın parçalar yapmaktan yavaş yavaş vazgeçmeye başlamıştır. En son olarak rock'n roll şarkılarını kullanmayı 1965 yılındaki Help albümünde yer verdikleri Larry Williams'a ait "Dizzy Miss Lizzy" parçasının uyarlamasıyla sona erdirmişlerdir. Aralık 1965'de "Rubber Soul" albümünü yayınladıklarında tamamen özgün yapıya geçiş böylece tamamlanmış olur. İşte bu gelişmelerin ardından rock'ın engellenemez yükselişi de başlamış olur. Eric Clapton'ın içinde bulunduğu gruplar, özellikle Cream çok büyük başarılara imza atar. Beatles çılgınlığı durulur gibi olurken sahneye Eric Clapton adıyla dünyanın en iyi gitar virtüözlerinden biri çıkar. Artık devir İngiltere duvarlarının "Clapton is God"(Clapton tanrıdır) yazılarıyla dolmasının devridir.

1960'ların sonu, dünyada gençlik hareketleri olarak nitelendirebileceğimiz bir başkaldırının en üst düzeye eriştiği yıllardır. Gitgide büyüyen nükleer savaş tehdidi, Amerika'nın Vietnam'ı acımasızca savaşa sürüklemesi, birçok Vietnamlı'nın ve Amerikalı'nın bu savaşta ölmesi çarkları harekete geçirmiş, çiçek gücü hareketi böyle bir ortamda ortaya çıkmıştır. Artık rock müziğin konusu ağırlıklı olarak dünya sorunları ve çözüm yollarını da içermektedir. Ünlü "savaşma seviş" sloganı bu hareketin bir ürünüdür. Çiçek gücünüoluşturanların çoğunluğu orta sınıf beyaz gençlerdir. Bu insanlar "hippi" olarak adlandırılmışlardır. Genel olarak o devirlerde bu hareket neredeyse bütün rock gruplarından destek almıştır. Bu yıllarda doğu dinlerine olan ilgi de artmış, hatta Beatles elemanları Hindistan'a tanınmış Hindu hocaMaharishi Yogi'yi ziyarete gitmişlerdir.Rock'taki bu doğu modasıyla birlikte müzisyenlerin vedinleyicilerin uyuşturucuya olan ilgileri de bir anda artmış veözellikle LSD,henüz yasaklanmadığından asprin kadar çok kullanılır hale gelmiştir.fakat çok kısa bir süre içinde çiçek çocuk olmak da bir "moda" haline getirilir vehareket neredeyse hiç bir sonuca ulaşamadan son bulur.üstelik hippilerin bazıları zaman geçtikçe kaba tabiriyle tam bir düzen adamı,düzenin savunucusu olurlar. Bunlara en iyi örnek A.B.D. Başkanı Bill Clinton'dır.Bu dönemlerde çiçek gücü hareketinden etkilenip ,Vietnam’a gitmeyi reddeden clınton ,şimdilerde Irak’a bombalar yağdıran bir ülkenin devlet başkanı sıfatını taşımaktadır.

1960-70'ler rock tarihi açısından çok çeşitli ve önemli grupları içinde barındırmıştır. Beatles, The Animals, The Doors, Rolling Stones, The Who gibi gruplar hep bu tarihlerde çıkmışlardır. 65-70 arasında kurulan Pink Floyd, Deep Purple, Led Zeppelin, Yes gibi gruplar da artık mega rock gruplarıdır. Bu gruplar sayesinde rock, hiç olmadığı kadar popüler olup, ciddiye alınmaya başlanmıştır. Rock müzisyenleri kendilerini klasik müzik icracıları gibi görmeleri de bu döneme rastlar. O zamanların en ateşli tartışması rock'ın bir sanat müziği olup olmadığıdır. 70' lerin ikinci yarısına gelindiğinde rock artık plak satışları ve konser gelirleriyle müzşk endüstrisinin en iyi geçim kaynağını oluşturmaktadır. Rock müzisyenleri milyonlarca dolarlık elektronik aletlere sahiptiler ve hepsi çok zengin olmuşlardı. Bu mega rock grupları ne yaparsa yapsın sattığından dolayı plak şirketleri yenilere hiç şans tanımamakta veya tanısalar bile müziklerini onlar gibi yapma şartı koymuşlardır.

İşte punk rock tam bu sıralarda kendini gösterir. Punk da diğer hiçbir rock türünde görülmeyen şiddet, kargaşa ve kaos vardır. Punk, rock'ın karanlık kanadını gözler önüne sermiştir. 60'lı yıllarda Newyork'un garaj gruplarından çıkan Velvet Underground Punk'ın ilk tohumlarını atan grup olarak gösterilebilir. Ancak bu görüşü ilk punk topluluklarından biri olan Sex Pistols kabul etmeyerek tepki göstermiştir.

Punk' ta kesinlikle kalite ve hoşa gitme kaygısı yoktur. Punkçılar 1960-70'lerdeki rock müziğine ve tabii ki rockçılarada lanet okurlar; çünkü onlara göre rock artık para,şan, şöhret aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. 70'li yılların uzun ve karışık soloları ile dolu parçaları yerine kısa ve özentidiz çalıp söylerler. Hatta Sex Pistols o kadar basit ve ilkel çalar ki, izleyenler ister istemez"bunu ben de çalabilirim" gibi bir kanıya kapılır. Böylece İngiltere de bir çok punk grubu doğmaya başlamıştır. Endüstrinin en büyük düşmanı olmasına rağmen punk çılgınlığı da diğer bütün rock çılgınlıkları gibi kısa sürede endüstri tarafından yutulup "moda" haline getirilmiştir. Punk giysileri en lüks mağazaların vitrinlerinde birbiri ardına boy gösterir olmuştur. 80'lere gelindiğinde bir çok rock müzik türü icra halindeyken bir Heavy Metal patlaması yaşanır. Bence Heavy Metal müziğini anlatan en iyi sözcük "kargaşa" dır. Bütün Heavy Metal gruplarının faaliyet alanları farklıdır. Bu müzik türünün içinde komünizm,faşizm, anarşizm, devrimcilik, sadizm gibi biribirinden çok kopuk anlamları bulmak mümkündür. Heavy Metal bu çok renkliliği sayesinde bir çok alt dallara ayrılmıştır. Fakat hepsinde ortak olan bir şey vardır; küfür. Kimi devlete kimi siyahlara kimi tabulara küfür eder ama muhakkak küfür eder. 90'lara gelindiğinde beklenen yeni rock anlayışı Amerka'nın Seatle adlı kentinden gelir. Bu kentte kurulan garaj gruplarının önce Amerikaya sonra bütün dünya ya açılması ile birlikte bir "grunge" çılgınlığı yaşanır. Hele Nirvana'nın Nevermind albümü bu yeni, alternatif rock' bütün dünya ya kabul ettirir. Bugün Pearl Jam,Soundgarden,Faith No More,Red Hot Chilli Peppers, Therapy gibi gruplar sayesinde rock tekrar bir canlanma içerisine girmiştir.
----------------------------------------------------------
Bunlarda son cümlelerindi...

"Kendimi ifade edebildim mi bilmiyorum; ama kısacası, kimseye dinlediği müziği bırakması konusunda baskı kurmamalıyız. Yanımda kimse rap dinleyemez, bu konuda benim sert bir tutumum vardır; ancak hiçbir arkadaşımı da zorla Pink Floyd hayranı yapmaya çalışmam :)"

Kimseye baskı yapmıyorsun ve yanında rap müzik dinletmiyorsun bu nasıl oluyor? Arkadaşlarım benim yanımda istedikleri müzik tarzını dinleyebilir. Sorun müzik türleri ilgili değil ki. Sorun müziğin kalitesi ile ilgili. Seçici olunması gereken husus bu. SAna bir örnek İsmail YK denen bir adam var... Arkadaşım bir şarkısındaki soloyu dinlememi istedi. Dinledim ve çok iyi buldum. Yapılan her türlü başarılı çalışmaya ve iyi niyete saygım var. O soloyu atan adama da saygı duyuyorum. Kimseyi birilerine hayran yapmak gibi bir amacım da yok. Buna şaşırdım doğrusu. Çok yanlış anlamışsın beni dicem ama hiç anlamamışsın :)Bahsettiğim şey şuydu... Bir işle uğraşıyorsak o iş üzerine araştırma yapalım bilinçli olalım... Umarım birşekilde Avrupa gruplarıda kaliteyi artırır dicem ama bu populist strateji ile hiçbir zaman o öznel Amerikan gruplarının havasını yakalayamayacaklar...

Bir webmaster olmak bin defa ölmek demekmiş...
Sayfanın En Üstüne Git

|KRONDOR|
Editör

Turkey
İleti 8269

İletim - 19/08/2006 :  02:24:54  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
Demek ki neymiş, kendimi düzgün ifade edememişim :) Birincisi, Amerika'dan nefret ederim, bu doğru; ancak bu, onların yaptıkları iyi şeyleri kötülemem için bir neden değildir. Jazz ve Blues sever biri olarak, bunların Amerika kökenli olduğunu inkar edemem ve bu türlerin de Rock'a altyapı sağladığı yadsınamaz bir gerçek. Ancak benim düşüncem, Rock müziğin Avrupa kökenli gruplar sayesinde kendini bulduğudur. Bu nedenle de, özellikle Rock dinleyen biri olarak, Rock müziğinin Avrupalı gruplar tarafından daha iyi yansıtıldığını düşünüyorum. Benim ifade etmek istediğim de buydu. "Bu nedenle benim için Amerikan müziğinin değeri, Avrupa müziği ile karşılaştırınca, zerre kadar değildir."i de Rock müziğini düşünerek yazmıştım.

"Kendimi ifade edebildim mi bilmiyorum; ama kısacası, kimseye dinlediği müziği bırakması konusunda baskı kurmamalıyız." Bu cümlemdeki bir noktayı gözden kaçırdığın için söylediğimi de anlamamışsın. Bulunduğum ortamda benim de duyabileceğim şekilde rap müzik dinlettirmem. Hayatta en nefret ettiğim şeylerin başında rap ve hip-hop geliyorken, bu davranışım da oldukça doğal. Ancak buna rağmen kimseye de "Bırak bu müziği dinlemeyi" demem. Arada dağlar kadar fark var. Ayrıca senin milleti bazı gruplara karşı hayran bıraktırmaya çalıştığını da iddia etmedim. İnsanlar yanımda rap dinleyemez (Tabii bu arkadaş çevrem için geçerlidir. Tanımadığım adama karışacak değilim :)); ancak ben de kimseye zorla Rock dinlettirmem. Pink Floyd burada Rock müziği için bir semboldü. Anlatmak istediğim buydu. Bu durumda sen benim ne dediğimi anlamamış oluyorsun :)

Senin yapmak istediğini de anlayamadım açıkçası. İnsanlar İsmail YK (Sadece bir örnek) dinlerken zevk alıyorsa, neden illa başka grupları/kişileri keşfetmek zorunda ki? Herkes bizim gibi sürekli farklı tatları denemek, daha iyileri keşfetmek zorunda değil. Bu iş bilinç işi değildir, tamamen zevk meselesidir. Ki müzik dinleyen kişilere sorarsan, %90'ının, müziği sadece dinlemek için dinlediğini görürsün. Bunu bir iş olarak görmüyor çoğu kişi, ki buna ben de dahilim. Müziği kimi zaman ruhumu dinlendiren, kimi zaman da sorunlarımdan uzaklaştıran bir araç olarak kullanıyorum. Bundan ötesi nedir ki?

Umarım bu sefer kendizi ifade edebilmişizdir :)

Alper & Soner ERGÜL
Editör
asergul@oyunsitesi.com
Sayfanın En Üstüne Git

Avaris
Yönetici

Turkey
İleti 1976

İletim - 19/08/2006 :  05:52:58  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
Amerika, Avrupa muhabbetine girmeyeceğim. Kendimi müzik konusunda yetkin de hissetmiyorum ama yaptığınız yorumlar sanki MTV'nin hitap ettiği kültür ve müzik üzerine gibi. Ben daha alternatif janrları dinlemeyi seviyorum ve bunlarda "kalite düşüşü" olduğuna inanmıyorum.

PS: Mesajlarınızın büyük çoğunluğunu okuyamadım. Özellikle alıntıyı. Bunu bir ön-mesaj olarak alın :).

Deniz Turgut
Yazar
Sayfanın En Üstüne Git

Jonquil1
Üyeliği Kilitli

İleti 0

İletim - 19/08/2006 :  10:22:48  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
ya bunu kim okur bunun sen özetini yaz hereks daha ii anlar.ben bişi anlayamam bu kdr yazdıın soraa
Sayfanın En Üstüne Git
Sayfa: / 2 Önceki Konu Konu Sonraki Konu  
Sonraki Sayfa
 Yeni Konu  Konuyu Yanıtla
 Yazıcı Dostu
Hızlı Geçiş:

0.09 Snitz Forums 2000