Aslında Half-Life’ı bu kadar popüler yapan grafikleri ya da müzikleri değildi. Grafik ve seslerinde etkisi küçümsenecek türde değil. Fakat daha önemlisi konuyu sunuş tarzı ve insanı içine çeken atmosferiydi. Hiçbir ara demoya yer verilmemişti. Oyunun hikayesini başından sonuna kadar kendiniz oynayarak öğreniyorsunuz. Bir bakıma, anlam veremediğiniz olaylar karşısında hayal gücünüzü kullanarak hikayeyi anlamaya çalışıyorsunuz. Adeta bir bilim kurgu filminin içerisinde başrol oyuncusu kimliğine bürünüyorsunuz. Bir de bu film içerisinde sizin oynamadığınız ya da sadece seyretmekle yetindiğiniz sahnelerde var. Sık sık karşılaşacağınız bu sahnelerde, bazen senaryo anlatırken bazen de korku ve paniğe kapılmanıza neden olabiliyor. Örneğin, bir çıkış kapısının önüne geliyoruz, camekân içerisinde kapıyı açan bir bölüm var ve içeride de bir güvenlik görevlisi. Dış tarafta ise güvenlik görevlisine kapıyı açması ve arkasına dikkat etmesi için bağıran bir doktor. Güvenlik görevlisi söylenenleri duymuyor, arkasından bir çift el onu deliğe doğru çekiyor ve bir süre sonra delikten adamın parçaları dökülmeye başlıyor. Korku ve paniğe kapılan doktor çığlıklar içinde koşmaya başlıyor. Dikkatsiz bir şekilde koşarken, patlayıcı lazere basıyor ve sonunu hazırlıyor. Başka bir örnek verirsek: Bir asansörün önüne gelip çağırma düğmesine basıyoruz. Ancak, asansör bulunduğumuz katta durmayarak hızla düşmeye başlıyor. İçindeki insanlarsa çığlıklar içerisinde, gürültüyle yere çakılan asansörde ölüyorlar. İçinizde keşke düğmeye basmasaydım diye geçiriyorsunuz. Daha bunlar gibi sayısız sahne oyunu bir film setine çeviriyor.

Half-Life çıktığı zaman var olan FPS oyunlarıyla kıyasladığımızda, tür olarak FPS demek büyük bir haksızlık olurdu. Bildiğimiz FPS türü oyunlarda elimize silahı aldığımız gibi önümüze çıkanı yok etmemiz gerekiyordu. Halbuki Half-Life’da düşmanlarınızın yanı sıra sizi koruyan güvenlik görevlileri, sağlığınızı iyileştiren doktorlar ya da bilim adamları da var. Hatta bazılarının ölümü oyunda ilerlemenizi imkansız hale getiriyor. Güvenlik görevlileri korkusuzca sizinle savaşırken, bilim adamları savunmasız olduklarından korkup kaçabiliyorlar da. Bir de o yılların FPS anlayışında bölüm bulmacaları, “kırmızı anahtarı bulup kırmızı kapıyı aç”, ya da “tüm silahlarını kullanıp büyük yaratığı öldür” mantığından öteye gidemiyordu. Half-Life’da ise “oksijeni ve yakıtı aç, pompayı çalıştır ve roketi test edip yaratığı öldür” gibi daha zekice hazırlanmış, sıradan FPS’lerde rastlayamayacağınız bölümler mevcut.

Yapay zeka konusunda pek ileri gidemeyen oyun sektörüne Half-Life’la taze kan gelmişti. Sonuçta kafa emen bir yaratığın yapabileceği en iyi hareket kafanıza sıçramak olacaktır. Ancak, tam donanımlı bir askerin hareketleri göz önüne alındığında, elindeki silahın tetiğine basılı tutarak üstünüze intihar saldırısı düzenlemesini bekleyemezsiniz. Askerler böyle yapmaz. Telsiz kullanarak haberleşir, doğrudan temasa girmekten kaçınır, kurşununu tasarruflu harcar, kurşunu bittiğinde ya da yara aldığında geri çekilmesini bilir, saklanmayı ve manevra yapmayı iyi bilir, uygun anı yakaladığında etrafınızı sarar ve saldırır. İşte Half-Life’daki askerlerle ilk karşılaştığınızda göreceğiniz yapay zeka günümüzde pek çok oyuna ilham kaynağı olmuştur.

Half-Life hakkında o kadar çok şey yazıldı, söylendi ki oyunlarla ilgilenip de hala ismini duymayan ya da oynamayan varsa çok şey kaçırmış demektir. Üstünden yıllar geçmesine rağmen hala ilk günkü gibi ayakta duruyor ve kesinlikle tozlu rafları hak etmiyor. Bence günümüzün teknoloji zengini oyunlarından sıkıldığınız her an kurup yeniden oynamanız gereken bir oyun. Kaç kere bitirmiş olursanız olun, yine de zevkle oynayacağınız ve her oynayışınızda da başka bir esrarını çözebileceğiniz nadir oyunlardan biri.

open website women love to cheat
wife cheat will my wife cheat again read here
website why husbands cheat online
women affairs open cheat husband
what makes women cheat wife cheat story open
reasons why women cheat click here reason why husband cheat
women that cheat on their husbands read here how many women cheat on husbands