|
Yazar |
Konu  |
DharkjuNs
Seçkin Üye
    
Turkey
İleti 1037 |
İletim - 01/11/2005 : 13:33:43
|
K.E elbette dinliyordum ama valla Türk grubu olduğunu bilmiyordum devam grubu da olsa almora çok iyi bir grup olmuş . Dinlemeni tavsiye ederim :) (Shehrazad gözümden kaçmış hatırlattığın için sağol) |
Yunus YILMAZ (19/07/2005)
|
 |
|
|KRONDOR|
Editör
    
Turkey
İleti 8269 |
İletim - 01/11/2005 : 16:58:55
|
Derdimi bir türlü anlatamadım sana :) Almora için kötü demedim; Knight Errant'ı daha çok seviyorum dedim. Almora'nın üç albümü de var, dinliyorum yani. |
Alper & Soner ERGÜL Editör asergul@oyunsitesi.com |
 |
|
DharkjuNs
Seçkin Üye
    
Turkey
İleti 1037 |
İletim - 03/11/2005 : 12:43:27
|
Bende Almora ya kötü dedin demedim ki ; Knight Errant'ı da dinliyorum ayrıca, albümü de var dinliyorum yani. :D |
Yunus YILMAZ (19/07/2005)
|
 |
|
HighVoltage
Yönetici
    

Turkey
İleti 1108 |
İletim - 06/11/2005 : 14:05:38
|
ERKİN KORAY..(daha onu kimse geçemedi) |
"Türk Birligi'nin bir gün hakikat olacagına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği'ne inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'lügün varlığı bu köhne áleme yeni ufuklar açacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek. Hayatta yegane varlığım ve servetim Türk olarak doğmamdı."
M.Kemal ATATÜRK |
 |
|
MetFC
Üye
    

Trinidad and Tobago
İleti 431 |
İletim - 09/11/2005 : 23:19:14
|
Lafbilir çok doğru bir şey söylemiş ama üye arkadaşlarımızın hiçbirinin dikkatini çekmemiş. Şimdi bilen arkadaşlar için bir şey hayal etmelerini istiyorum. Farzedin bir gün yolda evinize doğru yürüyorsunuz ve uzaktan size doğru bir modifiye araba geliyor ve arabada gümbür gümbür Sanitarium, My Friend of Misery, For Whom the bell tolls çalıyor, araba yanınızdan geçerken eğilip bakıyorsunuz, arabada saçı jöleli, saç uçları boyanmış, kaşları alınmış, muhtemelen ayağı converseli bir genç çocuk, yanında da, ağzında ciklet, gözünde güneş gözlükleri dinlediğinin ne olduğunu bilmeden uyumsuz bir şekilde ritm tutmaya çalışan bir bayan.:) Kafanızı kaldırıyorsunuz ve yola devam ediyorsunuz. Eve ulaşıyorsunuz sonra bilgisayarınızı açıyorsunuz ve hemen winampı tabiki. Sonra playlistinizi oluşturuyor olmanızdan dolayı mp3lere göz gezdiriyorsunuz, sıra Metallica'ya geliyor. Bakıyorsunuz, aslında For whom the bell tolls en damar parça fakat o şarkıyı görünce birden bir soğukluk hissediyorsunuz ve onu geçiyorsunuz hatta Metallica'yı bile eklemiyorsunuz playlistinize. Sonraki zamanlarda da bilgisayarınızda her For Whom the bell tolls çaldığında hemen şarkıyı değiştiriyorsunuz, çünkü, şarkı size itici geliyor, sanki şarkıdan tiksiniyorsunuz ve bir anda derken şarkıyı bilgisayarımızdan siliyorsunuz. Yani, aslında o şarkıya o gördüğünüz abes tipler tarafından dinlenmeyi yakıştıramıyorsunuz, kabullenemiyorsunuz. Gözünüzde artık şarkının bir değeri yok çünkü anlıyorsunuzki şarkı çoktan piyasaya malzeme olmuş, tiki gençliğimizin son kurbanı olmuştur. Veya şunu düşünün; bir kış sabahı, sert bir ayaz var ve kahvaltı yapmak için bir pastaneye giriyorsunuz. Oturuyorsunuz sonra böreğiniz geliyor yemeye başlıyorsunuz, derken o da ne radyoda Nothing Else Matters çalıyor. Sizin parçanız, kendinizi iyi hissetmeye başlıyorsunuz. Tam o sırada bi bakıyorsunuz arka masada bir çift var şarkıya eşlik ediyorlar. Arkaya dönüyorsunuz ve manzara dehşet. Petek Dinçöz halli bir bayan, karşısında Mehmet Ali Alabora tipli bir çocuk sarmaş dolaş şarkıyı söylüyorlar. Böreğinizi bitiriyorsunuz. Kalkıyorsunuz, beyniniz o kadar alt üst olmuşki paranın üstünü almayı unutarak, arkanıza bakmadan pastaneden çıkıyorsunuz, uzaklaşıyorsunuz. Aslında tüm bunlarla anlatmak istediğim insanlar ya olduğu gibi görünmeli ya da göründüğü gibi olmalıdırlar. Haliniz, davranışlarınız, tutumunuzla tarzınız arasında bir oğru orantı, tutarlılık olmalı. Piyasa da zaten bunlara karar verememiş, yanlış karar vermiş insanların bir araya gelmesiyle oluşur ve her nerede bir güzellik, iyilik varsa onu fark ettiği an derhal yer bitirir, tüketir. Bu noktada şarkıcılarımız-grublarımız ya piyasanın talebine, eğilimine göre tarzını belirler ve değişkendir ya da kendi bildiklerini okurlar, kısıtlı ama vasıflı bir kitleye hitap etmeyi seçer ve underground da kalırlar. Örnek vermek gerekirse, bana göre; Teoman ilk söylediğim kategoriye girebilir. Pentagram ise ikincisine. |
When A Man Lies, He Murders Some Part of the World These are the Pale Deaths Which Men Miscall Their Lives All These I Cannot Bear to Witness Any Longer Cannot the Kingdom of Salvation Take Me Home? |
 |
|
Konu  |
|
|
|
|