AION - Tıkla oyna


Kullanıcı Adı:
şifre:
şifreyi Anımsa
şifrenizi mi unuttunuz?     ÜYE OL

 Tüm Forumlar
 Genel Konular
 Serbest Bölüm
 Beğendiğimiz Yazılar(ımız)
 Yeni Konu  Konuyu Yanıtla
 Yazıcı Dostu
Sonraki Sayfa
Yazar Önceki Konu Konu Sonraki Konu
Sayfa: / 7

RoM3o
Seçkin Üye



Turkey
İleti 1373

İletim - 03/09/2008 :  15:00:10  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
Konuyu sabit yaptım, bölümünü değiştirdim. İzinsizce de konunun kapsamını değiştirmek adına başlığı değiştirdim, pardon. Şunu belirteyim. Yazdıklarınızın her hangi bir edebi, bilimsel bir değeri olması şart değil (Netice de hiçbirimiz Dostoyevski'ler Tolstoy'lar değiliz rahat olun, hem belki ben çok beğeneceğim.) veya illa sizin yazmanız da şart değil. Linkle de sevdiğiniz bir yazıyı da hayda hayda bize okutabilirsiniz. Konu sınırlaması yok. Lakin gönderdiğiniz herşey genel forum kurallarınca geçerli olmalıdır. Hiçbir sakıncalı içerikte ileti göndermeyelim, terbiyesizlik, kanunsuzluk yapmayalım lütfen. Tatlı, güzel bir yer olsun burası.. Neşelendirim bizi.

- Dodo



Arkadaşlar kendi yazdığımız.Aşk,mizah,korku,hikaye vs. gibi yazılarımızı artık bu başlık altında toplayalım.Herkes faydalansın

Not:Lütfen alıntı yazıları yazmayınız ve bu forumdan bi yazıyı alıntı yaparsanız altına alıntı diye yazarsanız mutlu oluruz .


Smile Me


Teknoloji ve Aşk..Birbirine ne kadar uzak kelimeler.Benzer harfleri bile olmayan bu iki değer ne kadar çok bir arada kullanılıyor.Kaç kere onun gözlerine bakarak "Seni Seviyorum" diyebildin? Ama her mesajının sonuna bir "=)" kondurup aşkım,hayatım,tatlım,seni seviyorum gibi kelimeleri cesurca kullanabiliyorsun.Aynı şeyi sana oda yapıyor.Vede bundan real bir değerde zevk aldığınımı söylüyorsun? Ona ilk kez sevgini mesaj atarak belli ediyorsun.Telefondaki her harfin pixellerden ibaret olduğunu umarım biliyorsundur."Sil" komutuna bastığın gibi o mesaj silinir.Fakat ASLA birinin yüzüne "Seni Seviyorum" dediğin zaman ömrü boyunca hafızasındaki mesajı silemezsin.O mutlaka bir gün gün yüzüne çıkar ve seni savunur.Bir gün bu savunmaya muhtaç kalacaksın ve içinden "teknoloji kurbanı oldum" diye geçireceksin."Herşey için çok geç" diyeceksin.Ama değil.Koş.Ona koş.Bak gözlerine.Kaçırsa bile yakala.Sımsıkı yakala gözlerini asla bırakma.Doya doya "Seni Seviyorum" de.Kendini unutmadan bunu mutlaka yap.Yoksa gün gelicek o seni ve sen kendini unutmuş olacaksın.İşte o zaman ben sana "Herşey için çok geç" diyeceğim.Unutma.Bu yazıda pixellerden ibaret.Fakat sen ve o gerçeksiniz.Bu gerçekliği kullan.Ona içten bir şekilde gülümse ;)



Nedenler...ve Keşkeler...


Bir sabah kalkarsın.O yanında yok.İki kişilik bir yatak.Tek bir insan.Farkında olmadan tırnağını yemeye başlarsın.Etrafa bakınırsın.Kendine gelip bir kahve yapmak için mutfağa doğru sırtın eğik ve gözlerin yarı baygın bir şekilde ufak ufak yürümeye başlarsın.Aklına gelir.Nedenler.Bu onsuz ilk gecendir.Daha doğrusu onsuz ilk sabahın.Neden böyle oldu? Olabilir miydi? Bu yaşadıkların gerçek olabilirmiydi.Kahve makinasının yanına geldiğin zaman ne çabuk geldiğini düşünürsün vede aklına ne çabuk "bittiği" gelir.Gözlerin kızarıktır ve uykusuzluktan şişmiştir.Sabaha kadar onu düşünürsün.Benliğini kaybetmeye başlarsın.Aklında sürekli "Belki bir gün.." düşüncesi ile hayata bağlanırsın.Daha sonra birden dudaklarından "keşke.." kelimesi dökükülür.Hayatının bundan sonrasını keşkelerle geçeceğine eminsindir.Vede "neden?..".Birden irkilirsin.Aklına binlerce neden ve onlara karşılık binlerce keşke gelir.Ayrılık nedeninizi düşünürsün suçu hep kendinde ararsın.Kendini her suçlu hissettiğinde bir keşke daha bir keşke daha ve bir daha.Nedenlerin tek cevabı keşkeler olmaya başlar.Kapısına dayanıp haykırmak istersin.Ama gururun buna engel olur.Gurur kalbini ele geçirmeye başladığı zaman.Artık nedenler yoktur.Sadece keşkeler kalır.İşte bir insanı bir kurt gibi kemiren şeydir "keşke..".Her keşken bir önceki keşkenin devamıdır.Keşkelerden kurtulup yoluna devam etmeyi düşünmezsin.Çünkü senin gerçek keşken "O" dur.Ve gerçek yaşama nedenin "O" dur.Artık "O" yok.Sadece sen,nedenler ve keşkeler var..



Karanlık ve Ay


Bilgisayarın başında oturup uyumakla uyumamak arasındaki ince çizgide gidip geliyorum.Tam uyumak isteyip yatağa yöneldiğim zaman aklıma gene o geliyor.Beni rüya görmekten bıktıran kız.Beni uyumaktan bıktıran kız.Gözümü kapayınca karanlık bir boşluğa düşüyorum ve birden biri elimi tutuyor ve işte "O".Ona sarılıyorum,onu hissediyorum,nefesini duyabiliyorum,sesini hissediyorum.Ama bizi sadece bir çalar saat ayırabiliyor.Uyandığım zaman o geceye lanet okuyorum.Ama elden ne gelir.Gene uyandım gene gerçekle hayal arasında gittim.Ama gelmek istemedim.Hayat böyle.Zorla getirirler insanı.Gelmek istemezsin.Direnirsin.Nafile!Ne kadar direnebilirsin ki?Hayallerini gerçekleştirebilmek için ne kadar direndin?Yada bir filmi izlerken uyanık kalabilmek için ne kadar direndin?İşte o rüyadan gerçeğe dönmemek için o kadar direnebilirsin.İçimde bir karanlık var.Ve birde "Ay".Fakat bi türlü karanlık çökünce "Ay" ortaya çıkmıyor.Öyle ters zamanlarda çıkıyor ki.Evet.Sonuç olarak rüyalar insanlara mutluluk veren ve sonra yok olan şeyler.Bir bakıma uyuşturucu gibi.Kendinden geçiyorsun ama döndüğün zaman herşeyin gene eski kötü halinde olduğunu görüyorsun.Şaka gibi mi? Öyleyse birde şunu dinle.Her soluk aldığında gerçek karanlığa bir nebze daha yaklaşıyorsun.Peki hangisi gerçek? İçindeki karanlık mı? Yoksa Dışarıdaki karanlık mı? Ben söyleyeyim.Gerçek karanlık:güneş doğmadan hemen önce ortaya çıkar.Bir gün bir güneşde bize denk gelir mi acaba?Sosyopiskopat olduğumu düşünebilirsiniz :) Ama ben kısaca aşk pastasının üstündeki kremaya bi parmak çaldım :) Bi dilim yeseydim ne olurdum acaba :)Ha bu arada :) Kısacası aşk karanlık ve "O" bir ay..



Member Since ~ 2004




God is busy, May i help u? :)

RoM3o
Seçkin Üye



Turkey
İleti 1373

İletim - 06/10/2008 :  22:42:01  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
Pek bi rahabet yok ama neyse :D bir yazı daha


....

Küçücüktüm,ufacıktım..Çok gezdim çabuk acıktım.Daha 4. sınıfta bilemedin 5. sınıftaydım.Kapıdan girip öğretmene günaydın dedik.Karşılık verdi.Yeni gelenler arasında olduğum için etrafa bakmaya çekiniyordum ya birisiyle göz göze gelirsem tereddütü içinde sadece önüme bakıp bu günün hemen bitmesi için dua ediyordum.Öğretmen gene işgüzarlığını yaptı ve yeni gelen öğrenciler tahtaya gelsin dedi.Birden elim ayağıma dolaştı.Tereddüt ettim.Fakat komut kesin ve netti.Ayağa kalkıp tahtaya isteksiz adımlarla yürüdüm.Yaklaşık 6-7 kişi daha vardı benim dışımda.Onlara göz ucuyla baktım.Benden farkları yok gibi duruyorlardı.Birden başımı kaldırıp sınıfı süzdüğümü farkettim.Bana bakan onlarca dikkatli göz.Kendimi tanıttım.Tabiiki hocanın zoruyla :) Aradan bi kaç sene geçti ve 6. sınıf denilen odalara pata küte soktular bizi.Halbuki ben büyümeyi hiç istememiştim ki..Gene bi tanıtma..Bu kez herkes yeni.50 kişilik bir sınıf.Tek kişilik ben.İçlerinde kaybolacağımı düşünüp boş bulduğum bi sıraya kendimi bıraktım.O sıralarda 3 sene daha geçirdim ve sırada lise! 8. sınıftan 9. sınıfa geçişte birden şoka uğradım.O ne ki? Kraldık.Soytarı olduk.Okulun en büyüğü iken en küçüğü durumuna düştük.Çok utanç vericiydi.Bu kez sıınıflar 25 kişilik ve bireyler daha olgundu.3 sene daha geçti.Ama birşey farkettim.Arkadaşlıklar bir seferde başlar ve bir solukta yaşanır.Evet.Belki bu gün en iyi arkadaşlarım o başımı isteksizce kaldırdığım 4. sınıftan.Aradan 7 yıl geçti.Kavradığım en güzel şeylerden biride şu oldu ki; arkadaşlıklar şarap gibidirler.Yıllandıkça güzelleşirler.Kalitesi artar.Değeri bilinir.Eğer bunca sene üstüne bi arkadaşlık kuramamışsan şarap şişelerini kontrol etmeni öneririm.Sanırım bi yerlerden sızdırıyorlar.Yada hayatı başaşağıya yaşıyorsun.Labirentini kur ve oyunu başlat.Ama ordan çıkamazlarsa sende üzülürsün..

Member Since ~ 2004




God is busy, May i help u? :)

Sayfanın En Üstüne Git

TrK_Akın
Üye



Turkey
İleti 34

İletim - 30/10/2008 :  23:46:26  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
SEVMEK BÖYLEDİR İŞTE
Hep o var aklımda.Her zaman nereye gitsem ne yapsamda onu aklımdan cıkaramıyorum.Bir kere kalbimi ele geçirdi kalbim ondan başkasına ait olamaz sadece ona ait.Ben onu deliler gibi seviyorum ama o bunun farkında değil.Ben onu her an izliyorum ama o bunun farkında değil.Kimse onu benim onu sevdiğim kadar sevemez ama o bunun farkında değil.Onu seviyorum hemde kimsenin anlayamayacağı kadar çok seviyorum.Onun için ölümü bile düşündüm ben.Ben onun için her şeyi yaparım.Dünya güzeli gülüşü ve o bakışları beni bayıltacak sanki.Ama ben onun için hiç bir şeyi ifade etmiyorum bir anlasa onu nasıl sevdiğimi bir anlasa işte anlamıyor neden.Ama ben onu seviyorum ve ondan başkasına gönlümü vermem.Derseniz eğer kardes önüne daha çok kısmetler cıkar diye cıkmaz cıksada ben hiç bir türlü bakmam.Sevgi sevmek böle bir şey işte. BİZ SEVDİKMİ ÖLÜMÜNE SİLDİK Mİ BİR KALEMDE SİLERİZ.Bizim sevgimiz böledir işte.
Sayfanın En Üstüne Git

Dodo
Seçkin Üye



Turkey
İleti 1468

İletim - 19/01/2009 :  18:10:55  Bilgileri Göster  Dodo'in MSN Messenger adresini görmek için tıklayın  Alıntı yaparak Yanıtla
Yazdıklarınızdaki çıplaklıktan ötürü sizi tebrik ederim. Ben hiç beceremem aşk ve benzeri birtakım duygular hakkında uzun paragraflar kurmayı. En çok aklıma birkaç ifade gelir ve onları düzensizce bir yere not edip kısa sürede kaybederim. Yapamadığımı yaptığınızdan tebrik etmiştim?

Ayrıca tekrar dile getirmekte fayda var. Yazılanların belli bir konuya ait olma zorunluluğu yok. Her konuda olabilir. Sizin olma zorunluluğu da yok herkesin olabilir. Misal geçen gün günlük haber turlamamı yaparken şöyle bir şey gözüme ilişti. Bir Nazi askerinin işkenceleri komutanlarının itaatlarını yerine getirmek için yaptığını belirtmesinin ardından bir üniversite de yapılan bir deneyle ilgili.. Ne kadar caniyiz veya ne kadar itaatkarız? İnsan psikolojisiyle ilgilenenler için.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=914129&CategoryID=79#

be the
change
you wish
to see in the
world...

Mahatma Gandhi
Sayfanın En Üstüne Git

RoM3o
Seçkin Üye



Turkey
İleti 1373

İletim - 19/01/2009 :  20:23:28  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
Teşekkür ederim hocam

Yeni bir yazı:

Kör ve Dilsiz

İhtimaller üzerine kurulu vasat ve boşa geçmiş, pamuk ipliğine bağlı bir hayat. Gecenin keskin yüzünü her saniye gösterdiği soğuğun içine kör bıçaklar gibi saplandığı bir saat. O soğuğa rağmen önünden geçtiğin banklar dolu. Aşklarla dolu. Başka başka kalplerle. Yeryüzüne inen melekler sıralanmış birer birer. Fakat hepsi aynı melek. Çünkü senin için melek kavramı tek. Tek melek var o da "O".
Birden elini kalbine doğru götürüyorsun. Aklına her seferinde "O" geldikçe daha bi coşkuyla çarpıyor. Tutku hayatında ki tek gerçek. Damarlarından artık kan akmıyor. Çok dominant bir şekilde tutkuyu hissedebiliyorsun koluna her elini dokundurduğunda. Artık gurur yapmıyorsun. Bu noktadan sonra gururun sözü burda geçmez. Dalgalar ritim tutuyor aşkına. Martılar çığlık atarken adınızı haykırıyor adeta. Artık bencil değilsin. Her aklına geldiğinde sevgini itiraf ediyorsun. "O" bunu hak ediyor. Hatta fazlasını. Hani demiştim ya sessiz senfoni gibidir aşk; sesi dünyanın en yüksek desibeline sahip olan fakat sadece senin ve onun duyabildiği bir müziktir. Artık tüm dünya duysun istiyorsun. Kalbin fazla küçük bu aşk için. Yetmiyor. Artık ay ışığı denize yansımıyor. Direk kalbini aralayıp içeri sızıyor...Bu kadar işte. Artık çok seviyorsun :) Ona tapıyor ve onsuz yaşamanın ne denli zor olabileceğini hayal ettiğin zaman bir sıkıntı basıyor..Aşkın seninle iken koş ona. Sıkı sıkı sarıl ve bırakma. Birgün olmadığını anladığın zaman geç olmasın. Asla ağlama..


Çıkmaz Sokak

Tanrının unuttuğu bu şehirde saat 18.39..Karşımda adeta tarnısal bir opera dekoru gibi dizilmiş dağlar dipdibe bana bakıyorlar.Birer birer yanmaya başlıyor uzun caddemizdeki sokak lambaları.Kesif bir hava sarıyor her tarafı.Bir kaç serserinin naraları geliyor kulağıma bu derin sessizlikte.
Bir metal fırtına var bu şehirde.Kulakları sağır edebilecek desibele sahip bir fırtına.Yanlızlık var bu şehirde.Kalabalıkta yürürken hissettiğin yanlızlık.Birden bu yanlızlığı hissedersin.Korkup koşmaya başlarsın.Arkana bakmadan,adımlarını saymadan koşarsın.Aniden durursun.Zorunda kalırsın çünkü.Kocaman bir duvar görürsün.Birkaç kırık tuğla önünü kesiverir işte.Sprey ile "ÇIKMAZ SOKAK" yazılmış bi duvar işte.Önünde gördüğün çöp kutusuna bi tekme savurursun.Sokağın köşesine çekip kendini bi duvara sırtını dayarsın ve çömelirsin.Gururun ağlamana izin vermez.Söyleyecek o kadar çok söz varken."Yap-boz"lar ile geçmiş hayatına dönüp tekrar bakarsın.Arkanda bıraktığın onca şeye.Etraftaki boş camlara bakarsın.Bir yüz ararsın.Seni ordan kurtaracak bir yüz.Fakat hiçbir zaman aradığın o yüz doğru zamanda doğru yerde olmamıştır ki zaten.Önündeki çöp tenekesine bi tekme daha savurursun.Yere düşer.Düşerken ki ses bomboş sokakta içinde yankılanır."Neden bu korku?" demeye bile korkarsın.Çünkü korkmayı öğretmişlerdir sana daima.Aşkı yanlış öğretmişlerdir sana.Koşmayı yanlış öğretmişlerdir.Birden sokağın girişinin önünden çok hızlı şekilde koşan başka birini görürsün."Belki doğrusunu bana öğretebilir!" diye düşünürsün aniden.Tüm gücünü toplayarak koşmaya başlarsın.Nefesini kontrol edemezsin ve ona yetişemezsin."Duuurrr!!" diye haykırırsın arkasından.Birden gözlerini üstünde hissedersin.Gözlerindeki anlamın ve güzelliğinin altında ezilmemek ancak tanrısal bir yetenek olmalı diye düşünürsün.İşte ne olursa o an olur.Tek gereken biraz cesarettir.Ya hep ya hiç.Durdu işte.Senin için durdu.Koşmasını bıraktı.İzin ver sanada öğretsin.Cesur ol!"Yok..Biriyle karıştırdım galiba.." deme..Koş..Sadece koş..


Not: Yazıların içeriği özendirici olmamak şartı ile mizahide olabilir mi?

Member Since ~ 2004




God is busy, May i help u? :)

Sayfanın En Üstüne Git

Dodo
Seçkin Üye



Turkey
İleti 1468

İletim - 19/01/2009 :  20:29:15  Bilgileri Göster  Dodo'in MSN Messenger adresini görmek için tıklayın  Alıntı yaparak Yanıtla
Özendirici mizahi? Nasıl bir şey ki o? Dediğim gibi "her" konuda olabilir yazıların içerikleri, hem yazılar sizin de olmak zorunda değil. Ayrıca konu sahibi sensin, buyur sen karar ver, ben ne diye kendimi paralıyorum ki.. ;)

be the
change
you wish
to see in the
world...

Mahatma Gandhi
Sayfanın En Üstüne Git
Sayfa: / 7 Önceki Konu Konu Sonraki Konu  
Sonraki Sayfa
 Yeni Konu  Konuyu Yanıtla
 Yazıcı Dostu
Hızlı Geçiş:

0.07 Snitz Forums 2000