AION - Tıkla oyna


Kullanıcı Adı:
şifre:
şifreyi Anımsa
şifrenizi mi unuttunuz?     ÜYE OL

 Tüm Forumlar
 Kültür - Sanat - Bilim - Yaşam
 Sinema & Tiyatro
 İzlediğiniz Filmlerden Hoşunuza Giden Alıntılar
 Yeni Konu  Konuyu Yanıtla
 Yazıcı Dostu
Önceki Sayfa
Yazar Önceki Konu Konu Sonraki Konu
Sayfa: / 3

ShiLMyrO
Seçkin Üye



Turkey
İleti 1666

İletim - 05/12/2007 :  15:53:59  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
alıntı:
Dodo tarafından yazılan:

V for Vendetta
Behind this mask, there is more than flesh...


Creedy: Ölmeni istiyorum (Ateş etmeye devam eder).
V: (Üstüne topallayarak yürümeye devam eder).
Creedy: Neden ölmüyorsun?
V: Bu maskenin ardında bir yüzden ötesi var,bu maskenin ardında bir fikir var bay Creedy ve fikirler kurşun geçirmez (Der ve söz verdiği gibi Creedy'i boğazını sıkarak öldürür).

-

V for Vendetta
Valerie'nin mektubu...


“biliyorum seni bunun onların bir oyunu olmadığına inandırmam imkansız ama umrunda değil ben benim. adım valerie.

çok fazla yaşayacağımı düşünmüyorum bu yüzden birisine hayatımı anlatmak istedim. bu hayatım boyunca yazacağım tek otobiyografi, tanrım tuvalet kağıdına yazıyorum. 1985 yılında nottingham’da doğdum. ilk yıllarımı fazla hatırlamıyorum ama yağmuru hatırlıyorum. büyükannemin tottle çayında bir çiftliği vardı ve her zaman “tanrı yağmurdadır.” derdi. sınavı kazanınca kız edebiyat okuluna gittim.ilk kız arkadaşımla burada tanıştım. adı sarah’tı. bilekleriydi beni çeken. çok güzellerdi.birbirimizi sonsuza kadar seveceğiz sanıyordum. öğretmenimizin bunun ergenlik dönemi ile ilgili olduğunu ve atlatacağımızı söylediğini hatırlıyorum. sarah atlattı. ben değil...

2002 yılında christina isimli bir kıza aşık oldum. o yıl konuyu aileme açtım. bunu chris elimi tutuyor olmasa yapamazdım. babam yüzüme bile bakmadı, gitmemi ve bir daha gelmememi söyledi. annem hiçbir şey söylemedi. ama onlara sadece gerçeği anlatmıştım bu çok mu bencilceydi?

dürüstlüğümüz beş para etmez ama sahip olduğumuz herşey de odur. o bizim son damlamızdır ve o damlada özgür oluruz. her zaman hayatımı nasıl sürdüreceğimi biliyordum ve 2015 yılında ilk filmimde rol adım. “the salt flats”. bu hayatımın en önemli rolüydü. kariyerim için değil onun sayesinde ruth ile tanıştığım için. onu ilk öptüğümde hayatım boyunca başka kimseyi öpmek istemeyeceğimi biliyordum. londra’da ufak bir daireye taşındık. pencere önünde benim için kırmızı güller yetiştirirdi ve evimiz her zaman gül kokardı. hayatımın en iyi yıllarıydı. ama amerika’nın savaşı büyüdü ve en sonunda londra’ya geldi.

bundan sonra hiç gül olmadı hem de hiç kimse için. kelimelerin anlamının nasıl değiştiğini hatırlıyorum. “kuzey ateşi” ve “sadakat kanunları” güçlenirken hiç tanıdık olmayan “soydaş” ve “temsil” gibi kelimeler kokutucu hale geldi. “farklı” nasıl tehlikeli oldu hatırlıyorum. neden bizden bu kadar nefret ettiklerini hala anlamıyorum. dışarıdan yiyecek alırken ruth’u götürdüler. hayatımda hiç bu kadar ağladığımı hatırlamıyorum. benim için gelmeleri de çok uzun sürmedi. bu berbat yerde hayatımın sona erecek olması garip geliyor. ama üç senedir, güllerim vardı ve kimseden özür dilemedim.

burada öleceğim. her damlam yok olacak. biri hariç. bir damla. küçük ve narin ve dünyada sahip olmaya değecek tek şey. onu hiç kaybetmemeli, ondan hiç feragat etmemeliyiz. bizden almalarına izin vermemeliyiz. her kimsen umarım buradan kaçarsın. umarım dünya değişir ve her şey düzelir. ancak en önemlisi şunu söylediğimde ne demek istediğimi anlarsın; seni hiç tanımıyor olsam da, seninle hiç gülmemiş olsak da, beraber ağlamasak da, seni öpmesem de seni seviyorum. bütün kalbimle seni seviyorum.

valerie.”


Kaynak: Ekşi Sözlük


+1

Özgürlük! Eşitlik! Adalet!
Sayfanın En Üstüne Git

badboy83
Üye



Turkey
İleti 223

İletim - 05/12/2007 :  20:18:52  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
The Fast and The Furious Tokyo Drift ;
SEAN - 30 sn. ders alsam drifti öğrenirdim..
TWİNKİE - Peki,tamam. Driftte cilala parlat diye birşey yoktur.Yaparak öğrenirsin.

..........................................................................

D.K - Sen benim kim olduğumu biliyormusun?
SEAN - Evet;Japonya'nın Justin Timberlake'isin değil mi?

NOT - Sean'ın en son söylediği sözdeki şarkıcının ismini yanlış yazmış olabilirim,kusura bakmayın...

Vatan Sana Canım Feda
Herşey Vatan İçin
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene...
!!! ŞEHİTLER ÖLMEZ,VATAN BÖLÜNMEZ !!!
Sayfanın En Üstüne Git

t.j.
Üye



Turkey
İleti 563

İletim - 05/12/2007 :  21:52:22  Bilgileri Göster  Alıntı yaparak Yanıtla
alıntı:
fatih52 tarafından yazılan:

Beraber yaşa, yalnız öl...[Live together die alone]
Jack Shephard/Lost



alıntı:
Dodo tarafından yazılan:

V for Vendetta
Behind this mask, there is more than flesh...


Creedy: Ölmeni istiyorum (Ateş etmeye devam eder).
V: (Üstüne topallayarak yürümeye devam eder).
Creedy: Neden ölmüyorsun?
V: Bu maskenin ardında bir yüzden ötesi var,bu maskenin ardında bir fikir var bay Creedy ve fikirler kurşun geçirmez (Der ve söz verdiği gibi Creedy'i boğazını sıkarak öldürür).

-

V for Vendetta
Valerie'nin mektubu...


“biliyorum seni bunun onların bir oyunu olmadığına inandırmam imkansız ama umrunda değil ben benim. adım valerie.

çok fazla yaşayacağımı düşünmüyorum bu yüzden birisine hayatımı anlatmak istedim. bu hayatım boyunca yazacağım tek otobiyografi, tanrım tuvalet kağıdına yazıyorum. 1985 yılında nottingham’da doğdum. ilk yıllarımı fazla hatırlamıyorum ama yağmuru hatırlıyorum. büyükannemin tottle çayında bir çiftliği vardı ve her zaman “tanrı yağmurdadır.” derdi. sınavı kazanınca kız edebiyat okuluna gittim.ilk kız arkadaşımla burada tanıştım. adı sarah’tı. bilekleriydi beni çeken. çok güzellerdi.birbirimizi sonsuza kadar seveceğiz sanıyordum. öğretmenimizin bunun ergenlik dönemi ile ilgili olduğunu ve atlatacağımızı söylediğini hatırlıyorum. sarah atlattı. ben değil...

2002 yılında christina isimli bir kıza aşık oldum. o yıl konuyu aileme açtım. bunu chris elimi tutuyor olmasa yapamazdım. babam yüzüme bile bakmadı, gitmemi ve bir daha gelmememi söyledi. annem hiçbir şey söylemedi. ama onlara sadece gerçeği anlatmıştım bu çok mu bencilceydi?

dürüstlüğümüz beş para etmez ama sahip olduğumuz herşey de odur. o bizim son damlamızdır ve o damlada özgür oluruz. her zaman hayatımı nasıl sürdüreceğimi biliyordum ve 2015 yılında ilk filmimde rol adım. “the salt flats”. bu hayatımın en önemli rolüydü. kariyerim için değil onun sayesinde ruth ile tanıştığım için. onu ilk öptüğümde hayatım boyunca başka kimseyi öpmek istemeyeceğimi biliyordum. londra’da ufak bir daireye taşındık. pencere önünde benim için kırmızı güller yetiştirirdi ve evimiz her zaman gül kokardı. hayatımın en iyi yıllarıydı. ama amerika’nın savaşı büyüdü ve en sonunda londra’ya geldi.

bundan sonra hiç gül olmadı hem de hiç kimse için. kelimelerin anlamının nasıl değiştiğini hatırlıyorum. “kuzey ateşi” ve “sadakat kanunları” güçlenirken hiç tanıdık olmayan “soydaş” ve “temsil” gibi kelimeler kokutucu hale geldi. “farklı” nasıl tehlikeli oldu hatırlıyorum. neden bizden bu kadar nefret ettiklerini hala anlamıyorum. dışarıdan yiyecek alırken ruth’u götürdüler. hayatımda hiç bu kadar ağladığımı hatırlamıyorum. benim için gelmeleri de çok uzun sürmedi. bu berbat yerde hayatımın sona erecek olması garip geliyor. ama üç senedir, güllerim vardı ve kimseden özür dilemedim.

burada öleceğim. her damlam yok olacak. biri hariç. bir damla. küçük ve narin ve dünyada sahip olmaya değecek tek şey. onu hiç kaybetmemeli, ondan hiç feragat etmemeliyiz. bizden almalarına izin vermemeliyiz. her kimsen umarım buradan kaçarsın. umarım dünya değişir ve her şey düzelir. ancak en önemlisi şunu söylediğimde ne demek istediğimi anlarsın; seni hiç tanımıyor olsam da, seninle hiç gülmemiş olsak da, beraber ağlamasak da, seni öpmesem de seni seviyorum. bütün kalbimle seni seviyorum.

valerie.”


Kaynak: Ekşi Sözlük



İkiside süper.
Sayfanın En Üstüne Git

Dodo
Seçkin Üye



Turkey
İleti 1468

İletim - 06/12/2007 :  18:15:40  Bilgileri Göster  Dodo'in MSN Messenger adresini görmek için tıklayın  Alıntı yaparak Yanıtla
The Devil’s Advocate (Şeytanın Avukatı)


Eddie Barzum; boşanma davalarında, kokaini bırakırken ve resepsiyonisti
hamile bıraktığında yanındaydım. Tanrı’nın evlatları değimli, Tanrı’nın özel
yaratıkları. Onu uyarmıştım Kevin, onu attığı her adımda uyarmıştım. Onun
rüzgarda bir sağa bir sola salınışını izledim. Kurmalı bir oyuncak gibiydi,
120 kiloluk kendi kendine hareket eden bir araç gibiydi. Bir sonraki bin yıl
köşeden görünmek üzere Kevin. Eddie Barzum, ona iyi bak, çünkü o gelecek
bin yıl insanının en iyi örneği olacak. Bu insanlar geldikleri yerlerde bir
sır değildirler ve sen insan iştahını öyle bir noktaya kadar
keskinleştirirsin ki sadece isteyerek maddeyi atomlarına ayırabilir. Katedral
büyüklüğünde egolar geliştirirsin, dünyayı fiber-optik olarak her ego
adımını algılayacak şekilde birbirine bağlarsın. En sıkıcı ve sıradan
düşleri bile dolar yeşili altın fantezilerle bezersin, ta ki her insan
arzularının peşinde bir imparator olana dek. Kendi tanrısı olana dek, peki
ondan sonra nereye gidersin? Bir anlaşmadan diğerine koşup dururken bu
dünyayı kimse önemsemez. Hava yoğunlaşır, sular kirlenir arıların balı bile
metalik bir radyoaktivite tadı alır ve bu her gün ve her an devam eder.
Hazırlanmayı düşünme şansın bile yoktur. Geleceği satın alır, geleceği
satarsın, ta ki gelecek kalmayana kadar. Yoldan çıkmış bir trendeyiz evladım,
geleceğe doğru koşan sayıları milyonlara varan Eddie Barzumlar var ve her
biri Tanrı’nın eski gezegenini biraz daha fazla becermek için hazırlanır.
Siber uzayda hesaplarını biraz daha doldurabilmek için temiz sibernitik
klavyelerinin başına otururken kendilerini de her türlü pislikten
arındırmayı unutmazlar. sonunda gerçek kaçınılmaz olur, yaptıklarının
hesabını vermen gerek Eddie, özgürlüğü satın almak için biraz geç kaldın,
miden fazla dolu, penisin artık aşınmış, gözlerin kan çanağına dönmüş ve
birinin sana yardım etmesi için bağırıyorsun. Ama tahmin et ne oldu Eddie?
Hiç kimse yok, artık yapayalnızsın Eddie, seni Tanrı’nın özel küçük
yaratığı! Belki bu doğrudur, belki Tanrı arada sırada zarlarını
kullanmıştır. Belki de bizi yalnız bıraktı.

John Milton

-

Şüphe yok ki, kibir benim en sevdiğim günahtır. Bak sana ne diyeceğim;
Tanrı hakkında içeriden biri olarak bilgi verebilirim. Tanrı izlemeyi sever,
oyun oynamayı sever. Bunu bir düşün, insanoğluna verdiği içgüdüleridir. İşte
sana verdiği bu sıra dışı hediyedir, peki ya sonra ne yapar ha! Yemin
ediyorum kendi eğlencesi için ve kendi özel kozmik çekim hataları için
kuralları iki taraflı olarak koyar, bu belki de en büyük hiledir. Bak ama
sakın dokunma, dokun ama tadına bakma, tadına bak ama yutma. Sen bir o
bacağına bir bu bacağına zıplarken, o ne yapıyor olur? Orda durur ve lanet
olası göbeği çatlayana kadar güler. Tam bir vurdumduymaz, tam bir sadisttir, o
senin hiç görmediğin ev sahibindir, onamı tapacağım, asla!

Ben her şeyin başladığı o günden beri insanlığı ilgilendiren her şeye
burnumu sokuyorum, insanoğlunun hissettiği her heyecan ve her tat için ben
ilham kaynağı oldum, isteklerini her zaman önemsedim ve onları asla
yargılamadım ben. Neden? Çünkü bütün eksik yönlerine rağmen insanoğlunu
asla reddetmedim, şimdi cevap ver Kevin, aklı başında olan kim 21. yüzyılın
tamamen benim olduğunu reddedebilir? Bunların hepsi benim, yükseliyorum
Kevin, bu artık benim zamanım.

John Milton

-

Bunlar da çevirmeye üşendiklerim.. Zaten anlamak için de öyle aman aman İngilizce’ye ihtiyaç duymayacağınızı düşünüyorum. Neyse, ben yine de daha bir boş zamanımda çevirmeye çalışırım, buyrun..

John Milton: Don't get too cocky my boy. No matter how good you are don't ever let them see you coming. That's the gaffe my friend. You gotta keep yourself small. Innocuous. Be the little guy. You know, the nerd... the leper... ****-kickin' surfer. Look at me.

-

Kevin Lomax: What about love?
John Milton: Overrated. Biochemically no different than eating large quantities of chocolate.

-

John Milton: Who, in their right mind Kevin, could possibly deny the twentieth century was entirely mine.

-

John Milton: You sharpen the human appetite to the point where it can split atoms with its desire; you build egos the size of cathedrals; fiber-optically connect the world to every eager impulse; grease even the dullest dreams with these dollar-green, gold-plated fantasies, until every human becomes an aspiring emperor, becomes his own God... and where can you go from there?

-

Kevin Lomax: What are you?
John Milton: Oh, I have so many names...
Kevin Lomax: Satan.
John Milton: Call me dad.

-

John Milton: I'm the hand up mona lisa's skirt. I'm a surprise, kevin. They don't see me coming: That's what you're missing.


Ek: V for Vendetta’dan en çok sevdiğim repliği koymayı unutmuşum. Buyrun, işte size V’nin hayatta bir paragrafta görebileceğiniz V harfinden daha da çok V harfini kelime başlarında kullanarak oluşturduğu paragraf. Senaristler ve filmde V İngilizce’nin çevirmenler ise Türkçe’nin sınırlarını zorlamışlardır. Paragrafın simetriği ve içindeki V harfi sayısı kadar anlamı da şaşılacak derecede güzeldir.

V: Voila! In view, a humble vaudevillian veteran, cast vicariously as both victim and villain by the vicissitudes of fate. This visage, no mere veneer of vanity, is it vestige of the vox populi, now vacant, vanished. However, this valorous visitation of a by-gone vexation, stands vivified, and has vowed to vanquish these venal and virulent vermin vanguarding vice and vouchsafing the violently vicious and voracious violation of volition. The only verdict is vengeance; a vendetta, held as a votive, not in vain, for the value and veracity of such shall one day vindicate the vigilant and the virtuous. Verily, this vichyssoise of verbiage veers most verbose so let me simply add that it's my very good honor to meet you, and you may call me V.

Evey Hammond: Are you like a crazy person?

V: I'm quite sure they will say so.

-

Çevirisi:
Voilà! Velakin, dışarıdan göründüğüyle; feleğin virajları sayesinde vekâleten hem vâziri hem de vebali olmayanı oynamış naçizane bir vodvil eskisi. Bu vecih, kibir vehametinden bihaber vasfıyla veranın vecizelerine vekillik yapan, şimdilerde varisi olmayan, virane durumda bir vekil. Her şeye rağmen, varlığını yitirmiş bu vahametin vahdetiyle vücudunda ve veznenin velveleleriyle beslenen, velfecirliğe tenezzül eden, vechleri doyurulamaz bir vahşet arzusuyla kaplı bu vegar dolu vazilerin şimdilerdeki. Verilecek tek bir hüküm var, "vendetta ([kan] dava[sı])". Beyhude bir vaaz değil, vicdan ve vakar adına verilmiş günün birinde vefi olanın ve vaziyeti görenin velisi olacak bir vaattir. Velhasıl, bu önemsiz vira vecizeler buradaki vuslatımızın vadesini uzatır. Sözün özü, şunu ifade etmek isterim ki; sizinle tanışmak bir onur ve beni çağırabileceğiniz isim V.

be the
change
you wish
to see in the
world...

Mahatma Gandhi
Sayfanın En Üstüne Git
Sayfa: / 3 Önceki Konu Konu Sonraki Konu  
Önceki Sayfa
 Yeni Konu  Konuyu Yanıtla
 Yazıcı Dostu
Hızlı Geçiş:

0.06 Snitz Forums 2000