AION - Tıkla oyna


Kullanıcı Adı:
şifre:
şifreyi Anımsa
şifrenizi mi unuttunuz?     ÜYE OL

 Tüm Forumlar
 Kültür - Sanat - Bilim - Yaşam
 Bilim - Teknik - Teknoloji
 Küreselleşme ve Çevre Sorunları

Not: Bir yanıt gönderebilmek için kayıtlı olmalısınız.
Kayıt olmak için, burayı tıklayın!

Ekran boyutu:
Kullanıcı Adı:
şifre:
Biçem Modu:
Biçem: KoyuıtalikAltı ÇiziliÜstü Çizili Sola YaslaOrtalaSağa Yasla Yatay Çızgi Bağlantı EkleE-Posta EkleResim Ekle Kod EkleAlıntı EkleListe Ekle
   
Mesaj:

HTML KAPALI
Forum Kodu AÇIK
Smiley'ler (Yüz ifadeleri)
Gülümseme [:)] Büyük Gülümseme [:D] Karizmatik [8D] Utanmış [:I]
Dil [:P] Kötü [):] Göz Kırpma [;)] Palyaço [:o)]
Korsan [B)] 8 Nolu Top [8] Üzüntülü [:(] Utangaç [8)]
şaşırmış [:0] Kızgın [:(!] Ölmüş [xx(] Uykulu [|)]
Öpücük [:X] Onaylayan [^] Onaylamayan [V] Soru [?]

  İmzanızın eklenmesi için seçiniz.
Bu konuya abone ol.
    

K O N U      ı N C E L E M E
hugo_boss İletim - 07/02/2007 : 01:51:58
İçinde yaşadığımız çevreye karşı nekadar duyarlıyız?
Merakla beklenen BM İklim Raporunda, küresel ısınmanın son 50 yılda yüzde 90 oranında insan eliyle yaratıldığı ve asırlarca süreceği belirtildi. Bu konuyla ilgisi olanlara bir araştırma...

KÜRESELLEŞME VE ÇEVRE SORUNLARI

İnsanlık ilk olarak 1970 yıllarının sonları ve 1980 yıllarında çevre sorunlarından haberdar olmaya başladılar, 1990 lı yıllardan başlayan ve günümüze kadar uzanan bir periyotta ise bu sorunların soyut bir kavram olmadığını kuraklıklar, fırtınalar, iklim değişiklikleri ve doğal bitki örtüsün bozulmasıyla somut olarak yakından gördüler.
Bu sorunları ve dünya üzerindeki yaşamı bekleyen tehlikelerin ciddi boyutu ilk olarak 1972 yılında Stockholm’de toplanan BM çevre ve insan konferansında ciddiye alınmaya başlandı. Toplantı çevreyi dünya çapında tartışılır hale getirdi. Konu yerel olmaktan çıkıp evrensel bir boyut kazandı.İnsan ilişkileri, toplumsal ilişkiler ve çevre konuları ülke sınırlarını aşarak uluslar arası boyuta geldi. Doğanın tahribi bir ülkeyi değil tüm dünyayı ilgilendirir oldu. Örneğin Brezilya ormanlarının tahribi, dünya ikliminin değişmesine etkilemekte. İşte bunun farkına varılmasıyla küresel boyutta önlemler alınmaya başladı.
Atmosferde doğal olarak bulunan ve dünyamızın aşırı soğumasını engelleyen sera gazlarını salınımı – özellikle karbondioksit, metan ve nitrojen oksit- sanayi devriminden buyana insan faaliyetleri sonucu artış göstermiştir. Doğal geri emme süreçleri zorlanmış ve atmosferdeki sera gazı sürekli olarak yükselmiş; sonuç olarak da küresel ısınma dediğimiz dünyamızın yüzeyinde ortalama sıcaklığın giderek artması oluşumu yaşanmaya başlamıştır. Günümüzde küresel ısınmanın en somut örnekleri ise, mevsimlerdeki belirgin şekillerdeki değişmeler, buzulların gözle görülür bir şekilde erimesi örnek verilebilir.
Bu soruna küçükte olsa bir çözüm getirmek amacıyla 2005 yılının şubat ayında yürürlüğe giren Kyoto protokolüne BM üyesi 192 ülkeden sadece 55 devlet imza atmış olup, Dünyada en fazla sera gazı salınımı yapan ABD imza atmamıştır.Bizim ülkemizde protokole imza atmayan ülkeler arasındadır.
Küresel ısınma sonucu ortaya çıkan iklim değişmeleri, tıpkı domino taşlarının birbirini devirmesi gibi buzdağlarının erimesine, ormanların azalmasına, asit yağmurlarının ormanları yok etmesine, tropikal orman alanlarının yitip gitmesine neden olmaktadır. Küreselleşme ve çevre sorunları anlamında bu sorunların çözülmesi için uluslar arası işbirliği sağlanması gereği zorunludur.
Sağlıksız çevrenin sınırları kağıt üzerinde çizili kalmaz. Komşumuzda meydana gelen bir kirliliğin bize ulaşması engellenemez, kentten kente ülkeden ülkeye bulaşır gider. Örneğin Lübnan’daki son savaştan sonra israilin denize bıraktığı petrolün diğer ülkeleri etkilememesi düşünülemez, oradaki deniz yaşamının bozulmasıyla dolaylı yoldanda olsa diğer ülkeler etkilenmektedir. Bu nedenle çevre sorunu bütün insanlığın ortak sorunudur.
Peki bu sorunlara çözüm nedir? Çözüm gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi sanayi artıklarını az gelişmiş ülkelere göndererek kurtulmak yada “yapıyormuş” gibi görünmek değildir. Çözümün ve bu sorunların birinci derecede muhatapları, çözüm ve sosyal politika üretmek adına kamu otoriteleridir.
(by: hugo_boss)

Peki siz çevre için nelerden vaz geçerdiniz?
4   S O N      Y A N I T L A R    (En Son İleti ılk Sırada)
ertu455 İletim - 08/06/2008 : 10:36:04
kabil arkadaşımızın dediği gibi bu ülkenin geleceğiyle ilgili birşey
ertu455 İletim - 08/06/2008 : 10:34:03
Mesela iran nükleer sanreli var diye ABD ye baş kaldırabiliyor ABD de irana karşı gelmekten çekiniyor çünkü iranın elinde nükleer silahlar var diye ABD az da olsa korkuyor.
kabil İletim - 07/02/2007 : 09:25:32
alıntı:
batuhanus tarafından yazılan:

Türkiye avrupanın en çok rüzgar alan bölgesidir.Niye bu durumu avantaja çevirip nükleer santralden vazgeçmeyelim??


kesinlikle nükleer santralden vazgeçilmemeli.belki benim çevreyi önemsemeyen biri olarak düşüneceksiniz ki öyle biri değilim.msn spacemi görenler ve beni tanıyanlar bilirler çevre konusunda nekadar duyarlı olduğumu.
konuya dönecek olursak.nükleer santrali sadece bir enerji kaynağı olarak düşünmememiz lazım.elimizde bir nükleer santralin olması ülkenin gücü ve geleceği açısından önemli.illaki bu santralin kullanılması gerekmez ama elimizde kesinlikle bir nükleer santral bulunmalı.
batuhanus İletim - 07/02/2007 : 01:56:07
Çok güzel bir metin.Umarım Turkiye'de kyoto'ya imza atar.Çoğu insan kyoto'ya imza atılınca Turkiye'nin enerjisiz kalacağını düşünüyor.Türkiye avrupanın en çok rüzgar alan bölgesidir.Niye bu durumu avantaja çevirip nükleer santralden vazgeçmeyelim??

0.03 Snitz Forums 2000